MERT SAYAN – HABER MERKEZİ

Türkiye’de, hayvan hakları ve belediyelerin sorumluluğu konusunda yıllardır süren bir çözüm eksikliği bulunuyor. Belediye eliyle gerçekleştirilen katliamlar ve sonrasında da çözüm noktasında ciddi bir ilerleme kaydedilemedi. Hayvan popülasyonunun kontrol altına alınamaması ve öldürme politikaları, bu sorunların başlıca sebepleri olarak öne çıkıyor.

Doğa İnsan Hayvan Koruma ve Bilgilendirme Konfederasyonu (DİHKONFED) Kurucular Kurulu Başkanı Haydar Özkan, 114 yıldır süregelen hayvan katliamına dikkat çekerek, bu süreçte en önemli başlangıcın Hayırsızada’da (resmi adıyla Sivriada) gerçekleşen katliam olduğunu belirtti. 

Hayırsızada’daki katliamın başlangıç noktası olduğunu Samimi Haber’e anlatan Özkan, belediyelerin yıllarca hayvanları öldürmeye devam ettiğini söyledi. Ancak Özkan, çözümün 2004 yılına kadar bulunamadığını ve bu dönemin ardından da hayvan katliamlarının devam ettiğini belirterek, çözümün hala etkin bir şekilde uygulanmadığını vurguladı. 

BELEDİYE BÜTÇELERİNDE “ZEHİRLİ FİŞEK PARASI”

Özkan, 5199 sayılı yasanın çıkana kadar belediyelerin bütçelerine ‘zehirli fişek parası’ koyduğuna ve böylece hayvanların belediye eliyle öldürülmeye devam ettiğine dikkat çekti. Ancak, bu süreçte çözüm sağlanmadığını belirten Özkan, Dünya Sağlık Örgütü’nün de önerdiği, kısırlaştırmanın bir çözüm olduğunu yetkililerin fark ettiğini vurguladı. Mevcut iktidarın 2004 yılında bu çözümü kabul ederek 5199 sayılı yasayı çıkardığını söyleyen Özkan, bu yasanın ana hedefinin kısırlaştırma olduğunu dile getirdi. Özkan, yasayla birlikte belediyelerin elindeki resmi öldürme yetkisinin alındığının altını çizerek; “Ancak, 20 yıl sonra geldiğimiz noktada ne yasayı çıkaran iktidar ne de muhalefet, belediyeleri tam anlamıyla etkin kısırlaştırma yapmaya zorlayamadı” dedi.

Bakan Fidan, Suudi Arabistan’da temaslarına başladı Bakan Fidan, Suudi Arabistan’da temaslarına başladı

Özkan, Türkiye’de bulunan 1.403 belediyenin 1.100’ünün kısırlaştırma ve bakım evi dahi kurmadığına dikkat çekti. Bu belediyelerin yalnızca 200 küsüründe bakım evlerinin bulunduğunu, ancak bu evlerin çoğunun sadece hayvanları toplamak için kurulduğunu belirten Özkan; “Ankara ve İstanbul gibi metropol şehirlerde bile 20 yıldır etkin kısırlaştırma yapılmadı” diye konuştu.

“20 YILDA KISIRLAŞTIRMA YÜZDE 8”

Geçtiğimiz 20 yıl içinde yapılan kısırlaştırma oranının yalnızca yüzde 8 olduğunu ifade eden Özkan, yüzde 8 bir dilimle kısırlaştırmanın çözüm olamayacağını vurguladı ve belediyelerin hayvanları topladıktan sonra bir başka belediyeye gönderdiğini, bazı belediyelerin ise barınaklarında hayvanları öldürdüğünü belirtti.

Özkan, 5199 sayılı yasanın tam anlamıyla uygulanmadığı için 7527 sayılı yasanın çıkarıldığına vurgu yaptı. Ancak, bu yasayı eleştirerek; “Bu yasa, belediyelere görev vermek yerine hayvanların öldürülmesine yönelik bir yasa idi. Bu yasa Avrupa Sözleşmesi’ne atıfta bulunarak, 5996 sayılı yasanın 3. bölümünün 9. maddesinin 3. fıkrasındaki ötenazi uygulamasına olanak sağlıyor. Kanun yapıcılar, 'biz öldürmüyoruz, ölüm yok' deseler de bu yasa ve yönetmelik, hayvanların hiçbir gerekçe gösterilmeden 'uyutma' adı altında öldürülmesini mümkün kılıyor” şeklinde konuştu.

“BU TALİMATIN KARŞILIĞI OLACAKTIR”

Afyon Valisi’nin yayınladığı talimatnameye de değinen Özkan, hayvanların ölümüne sebep olacak bu talimatın çok ağır bir vebal taşıdığını vurguladı. Sorumlu kişilerin bu vebalin karşılığını mutlaka alacağını dile getiren Özkan; “Bu talimat hayvanların ölümüne sebep olacak ve elbette bu durum hem bu dünyada hem de öbür dünyada vebal oluşturacaktır” dedi. 

ÇÖZÜM: “ENGELLEMEK”

Hayvanlara ölüm vererek bu çözüm ile popülasyonun kontrol altına alınamayacağını vurgulayan Özkan, çözümün öldürmek değil, engellemek olduğunu söyledi. Şehirdeki hayvanları öldürmenin hiçbir fayda sağlamayacağını ifade eden Özkan, kırsaldaki köylerde ve çiftliklerde sürekli olarak yeni hayvanların doğduğunu belirtti ve ekledi:

“Çiftçiler, köylerdeki köpeklerden yavru alıp şehre bırakıyor. Bu şekilde şehirdeki hayvan sayısı artmaya devam ediyor”.

Doğru çözümün şehirdeki hayvanları öldürmek değil, kırsaldaki hayvanları kontrol altına alacak bir kısırlaştırma seferberliği başlatmak olduğunu söyleyen Özkan; “Kısırlaştırma, ölümle yaşam arasında hesaplanan maliyetle kıyaslandığında çok daha düşük bir maliyetle yapılabiliyor” ifadelerini kullandı.

KANAYAN YARA ‘AFYON’

Özkan, bu kadar kolay ve ucuz bir çözüm olduğunu ifade ederken, öldürmenin tercih edilmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Yeterli sayıda veteriner ve personel kullanılarak, insani ve etik değerlere uygun bir kısırlaştırma seferberliği başlatılması gerektiğini söyleyen DİHKONFED Başkanı Haydar Özkan, şunları söyledi: 
 
“Afyon, sürekli kanayan bir yara gibi kaldı. Afyon’un merkezi dışında hiçbir bakım evi yok. Kısırlaştırma da yeterince yapılmadı. Yıllardır Afyon’un ilçelerinde, günde bir tane bile hayvan kısırlaştırılmadı. Eğer 20 yıl boyunca her gün bir hayvan kısırlaştırılmış olsaydı, bugün Afyon’da saldıran bir tane bile köpek bulamazdınız. Bunları göre göre de ölümden çare beklemek, acizliktir”.

Editör: Elif Erbay