Yaşam

Deklanşörde donan zaman

Abone Ol

Yazar Kaan Akoba, yalnızca yazıp çizmiyor; hem eski fotoğraf koleksiyoneri hem de sahaf. 

Tozlu ve siyah-beyaz bir dünyanın içinde geçiriyor çoğu saatlerini. Akoba dünden bu günlere uzanan nice “an”a tanıklık etmiş. O “an”lardan birini de bizimle paylaştı. 

Hayat Dergisi’nin 20 Temmuz 1972 tarihli sayısı. Kapak haberlerinden bir tanesi: Ortaokul sınavlarını allak bullak eden küçük ‘Ayaklı Kütüphaneler’hakkında. 

İlkokullarını bitiren onbinlerce çocuk o yıllarda ‘’kolej’ olarak da anılan yabancı liselerin sınavlarına giriyorlar. Merkezi sınav sistemi olmadığından dolayı da sınav maratonu boyunca çocuklar her okulun sınavına ayrı ayrı girmek zorunda kalıyorlar. 

Her okul öğrencisini kendisi seçiyor. Sabah erken saatte okulların bahçelerinde toplanılıyor ve önceden dağıtılan kartlarla gelen öğrenciler teker teker sınav salonlarına alınıyorlar. 

Tüm bu hengamede ilgiyi fark eden Hayat mecmuası da sınavlarda birinci olan çocuklar ve onların aileleriyle röportajlar yapıp yayınlıyor. 

İstanbul Lisesi’ni birincilikle kazanan Osman için annesi Aysel Akçay ve babası Müfit Akçay “Osman’ın dersleriyle meşgul olamadık ama o yüzümüzü ağarttı” diyorlar muhabire. Ablası Engin de oturduğu koltuktan kameraya mutluluk ve gururla gülümseyerek bakıyor. 

Aradan yarım asır geçiyor, o ‘küçük ayaklı kütüphane’ büyüyor ve ülkenin belki kaderini avuçlarına alıyor; başarılı ekonomist Osman Cevdet Akçay başarılı kariyerine bu kez de Merkez Bankası Başkan Yardımcısı olarak devam ediyor. 

Hani denir ya… Adam olacak çocuk…