29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve Cumhuriyet'in 100. yılı tüm yurtta coşkuyla kutlanıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kutlamalar kapsamında Vahdettin Köşkü'nde ulusa sesleniyor.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:

"Aziz milletim kıymetli misafirler sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Ülkemizde ve yurt dışında yaşayan insanlarımızın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı bir kez daha tebrik ediyorum. Dünyanın her bir noktasında sevincimizi paylaşan kardeşlerimize teşekkür ediyorum. 29 Ekim 1923 yılında ilan ettiğimiz Cumhuriyet'imiz, bugün ilk asrını tamamlayıp, Türkiye Yüzyılı dediğimiz ikince asrına yelken açıyor. Şanla, şerefle, sevinçle kutladığımız Cumhuriyet'imizin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olsun.

"TÜRKİYE CUMHURİYETİ, İHTİŞAMIYLA GÖZLERİ KAMAŞTIRMAYA DEVAM EDİYOR"

Bugün 100. yaşına ulaşan Türkiye Cumhuriyeti, ihtişamıyla gözleri kamaştırmaya devam ediyor. Bu topraklarda kurduğumuz ilk değil, son devletimizdir. İnsanlığa istikamet çizmiş, medeniyetlere öncülük etmiş pek çok devletimiz vardır. Kurduğumuz 16 devletimiz Cumhuriyetimizin öncüsüdür."

"BAŞTA GAZİ MUSTAFA KEMAL OLMAK ÜZERE..."

"Cumhuriyetimiz yüzüncü kuruluş yıl dönümünün ülkemize ve milletimiz hayırlı olmasını diliyorum. Bin yıldır mübarek topraklar için toprağa düşen aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm gazilerimizi Meclisimizin ve ordumuzun kahraman askerlerini şükranla yad ediyorum. Türkiye'nin gelişmesi için katkı veren herkesi hayırla anıyor Rabbim hepsinden razı olsun diyorum. Türkiye Cumhuriyeti ihtişamıyla gözleri kamaştırmaya devam ediyor."

"BU TOPRAKLARDA KURDUĞUMUZ İLK DEĞİL SON DEVLETİMİZDİR"

"Bu topraklarda kurduğumuz ilk değil, en son devletimizdir. Milletimizin şanlı tarihinde dünyaya yön vermiş, insanlığa istikamet çizmiş, medeniyetlere öncülük etmiş pek çok devletimiz vardır. Asya'dan Avrupa'ya uzanan, Anadolu'da önce Selçuklu ile sonra Osmanlı ile 3 kıtada iz bırakan devleti Cihan'ımızı Cumhurbaşkanlığımızdaki 16 yıldızda görüyoruz. Cumhuriyet bu kutlu yolculukta bir kopuş veya kesinti değil tam tersine yeni bir filiz vermedir. Türkiye Cumhuriyeti, köksüz, tarihsiz, hüdayinavit bir devlet değildir. Hiçbir zaman da olmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti binlerce yıldır elden ele gönülden gönle ve nesilden nesle aktarılan muazzez bir hazinedir. Cumhuriyet'imizin 100. yaşını işte böyle güçlü, zengin ve köklü bir birikime sahip olmanın gururuyla kutluyoruz. Reddi miras yapmıyor şanlı tarihimizin her bir safhasını bağrımıza basıyoruz."
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMSESİZLERİN KİMSESİ OLAN BİR ÜLKEDİR"

"Bugün yüzüncü yıl dönümünü idrak ettiğimiz Cumhuriyet'imiz hem bir iftihar meselesi hem de ilham kaynağıdır. Gazi Mustafa Kemal kurucusu olduğu Cumhuriyeti "Cumhuriyet bedava kazanılmış değildir, bunu elde etmek için kan döktük, her tarafta kırmızı kanımızı akıttık" Tıpkı Gazi'nin dediği gibi Cumhuriyeti binlerce şehidin kanıyla inşa edilmiştir. Milletimiz istiklaline göz diken işgalcilere karşı zafer kazanmış ve Cumhuriyet'i kurmuştur. Kimsesizlerin kimsesi olmaktır.Bugün Türkiye Cumhuriyeti, tıpkı Gazi'nin (Mustafa Kemal Atatürk) arzu ettiği biçimde, bölgesinde ve dünyada kimsesizlerin kimsesi olan bir ülkedir. Cumhuriyet bu vasfını tam manasıyla bizim dönemimizde kazanmıştır.

Balkanlardan Kafkasya'ya, Asya'dan Afrika'ya nerede gözü yaşlı bir mağdur ve ihtiyaç sahibi varsa yardımına koşan, elinden tutup kaldıran Türkiye'dir, bu millettir. Bu tavrımızı daha önce Kore'de, Kıbrıs'ta, Irak'ta, Yemen'de ve son olarak da Karabağ'da gösterdik. Bugün de aynı dirayeti Gazi'nin "Kimse el süremez" dediği Gazze için diyor ve Filistin halkına yardım ediyoruz. Kimsesizlerin kimsesi olmaya devam edeceğiz. Dün gerçekleştirdiğimiz Büyük Filistin Mitingi bunun göstergesidir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı'ndaki muhteşem birliktelikle Cumhuriyet'in 100. yılında Gazi Mustafa Kemal'in ruhunu da şad ettiklerini belirterek, "İnşallah bundan sonra da hiçbir ayrım yapmadan kimsesizlerin kimsesi olmaya devam edeceğiz. Aziz vatandaşlarım, Gazi Mustafa Kemal, 'Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare Cumhuriyet idaresidir.' diyor. Gazi, Cumhuriyet ile demokrasi arasındaki bağı ise şöyle ifade ediyor; 'Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir." dedi.

"TÜRKİYE'NİN DEMOKRASİ MÜCADELESİ SEKTEYE UĞRADI"

Cumhuriyet'in zamanla demokrasiyle buluşturulmasının, Atatürk hayattayken en büyük ideallerinden biri olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ancak Türkiye'nin demokrasi yolculuğu uzun yıllardır sekteye uğradı. Özellikle Gazi'nin vefatından sonraki tek parti dönemi milletimizin hafızasında silinmesi mümkün olmayan derin acı ve yaralar bırakmıştır. Özellikle rahmetli Menderes ile başlayan Demokrasi ve Kalkınma Hamlesi ilk olarak 27 Mayıs darbesiyle yarım kalmış, ardından her 10 yılda bir tekrarlanan müdahalelerle ülkemiz hak ettiği demokratik iklime kavuşamamıştır. Türkiye'yi içine düştüğü bu fasit daireden Anadolu ihtilaliyle 2002'de kurtaran biz olduk. 'Millete efendilik yoktur, hizmet vardır.' inancıyla tam 21 yıldır mensubu olmaktan iftihar ettiğimiz aziz milletimize hizmet ediyoruz. Efendi değiliz, hizmetkarız. Bu yola böyle devam ettik. Gerek yurt dışında yaşayan tüm vatandaşlarımız, gerekse hangi kökenden, kültürden, bölgeden olursa olsun 85 milyon insanımızın her bir ferdi günlük hayatında bu gerçeğe bizzat şahit oluyor."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet'in ilk yılları ile bugünün Türkiye'si arasındaki farkı gözetmesi ve göstermesi açısından bazı rakamlar vermek istediğini dile getirerek şu bilgileri paylaştı:

"Nüfusta 1927 yılındaki nüfus sayımız 13,6 milyonken, 2002'de 65 milyonu, 2022 yılında 85,3 milyonu buldu. İnşallah belki de bu yılın sonunda 86 milyonu aşacağız. İnşallah 100 milyonluk Türkiye'yi de uzak olmayan bir gelecekte hep birlikte göreceğiz. Eğitimde, Cumhuriyet'imizin kurulduğu yıl fakülte ve yüksekokul olarak sadece 9 yükseköğretim kurumu olan ülkemizde, 2002 yılında 1203, bugün 3 bin 955 yükseköğretim kurumuna sahibiz. İlk, orta, lise ve yükseköğrenim öğrenci sayısı 1923'te 359 bini zor bulurken, 2002 yılında bu rakam 14 milyon 408 bine, bugün ise 24 milyon 200 bine ulaştı. 100 yıl öncesinde 12 bin öğretmene sahip Türkiye, 2002 yılında 511 bin, bugün ise 1 milyon 67 bin öğretmenle evlatlarına hizmet veriyor."

SAĞLIK, ULAŞTIRMA VE ADALET ALANLARI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sağlık, adalet ve ulaştırma alanlarına ilişkin de şunları kaydetti:

"Sağlıkta hastane yatak sayımız 1923'te 12 bini bulmazken, 2002 yılında 164 bine, bu yıl ise 268 bine yükseldi. Türkiye, 1928 yılında sadece 1000 civarında hekime sahipken, 2002 yılında 92 bin, günümüzde 194 bin hekimle vatandaşlarına hizmet veriyor. Adalette 1923 yılında yaklaşık 2 bin hakim ve savcıyla adli hizmetler yürütülürken, 2002 yılında bu sayı 9 bini, bugün ise 24 bini buldu. Ulaştırmada, 1923'te tamamına yakını stabilize ve toprak olmak üzere toplam kara yolu uzunluğumuz 18 bin kilometre, köprü sayımız neydi biliyor musunuz? 94. Aradan geçen 70 yılın ardından kara yolu mesafemiz 2002'de yüzde 90'ı tek gidiş gelişli 63 bin kilometreye çıkabildi. Bugün ise otoyollarla beraber yarıya yakını bölünmüş yol olmak üzere 71 bin kilometreyi bulan uzunluğa sahip bir kara yolu ağımız var. Demir yolu hat uzunluğumuz 4 bin kilometreyi bulmazken, bu rakam 2002 yılında ancak 8 bin 671 kilometreye çıkabilmişti. Bugün 2 bin 32 kilometresi hızlı tren hattı olmak üzere 14 bin kilometreye ulaşan modern demir yolu hatlarıyla milletimizin hizmetindeyiz."