Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşuyor.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Gerek bölgemizde gerekse dünyanın farklı köşelerinde gerilimlerin savaşların kardeş kavgalarının yaşandığı zorlu bir süreçten geçiyoruz. Sudanlı kardeşlerimiz uzun süredir istikrarsızlık girdabında boğuşuyor. Somali'nin, Libya'nın, Yemen'in, Afganistan'ın çok ciddi sınamalarla karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Gazze'de çok uzun müzakereler neticesinde sağlanan ateşkes, Siyonist rejimin tüm şımarıklıklarına tüm ihlallerine rağmen güçlükle de olsa devam ediyor.
8 Aralık devrimi ile 14 yıllık zulmün sona erdiği Suriye'de mezhep temelli yeni bir fitne ateşi yakılmak isteniyor. Yaşanan tüm olumsuzluklar karşısında ülke, millet ve AK Parti olarak umudumuzu diri tutuyor, kararlılığımızı en güçlü şekilde muhafaza ediyoruz. Biz de işte böyle ulvi bir çabanın içindeyiz. Yakın çevremizden başlayarak ülkemiz içinde ve dışında barışa, iyiliğe, huzura, adalete katkı verebilmenin gayretindeyiz.
“BİZ REKLAM VE ŞOV YAPMANIN DEĞİL, GÖNÜLLERE GİRMENİN PEŞİNDEYİZ”
Başkaları gibi şov peşinde olmayacağız. 3 liralık hizmetin reklamına 5 lira harcamayacağız. Vatandaşın sıkıntısını, derdini, ihtiyacını, mağduriyetini şov aracı, muhalefetin yaptığı gibi siyasi rant malzemesi haline kesinlikle getirmeyeceğiz. Unutmayınız değerli kardeşlerim, biz reklam ve şov yapmanın değil gönüller yapmanın, gönüller kazanmanın, gönüllere girmenin peşindeyiz. Biz bir yarayı sarma, bir derde şifa olma, bir ihtiyacı giderme gayesiyle hareket eden bir kadroyuz. Böyle bir siyasi kültürden geliyoruz. Yaptıklarımızı elbette anlatacağız. Hizmetlerimizin halkımıza ulaşmasını elbette temin edeceğiz ama bunları yaparken birileri gibi hoyratça davranmayacak, insanımızı rencide etmeyeceğiz. Bütün faaliyetlerimizi vakarla yürüteceğiz.
Burada şunun da bilinmesinde fayda görüyorum. Türkiye olarak sadece iyilik sancağını değil, barışın, güven ve huzur veren iklimini başta mazlum coğrafyalar olmak üzere dünyanın dört bir yanına ulaştırıyoruz. Daha adil bir dünya mümkün şiarıyla yürüttüğümüz çabaların semerelerini toplamaya başladık. Türkiye'yi bölgesinin istikrar kaynağı olmanın da ötesine geçirerek barış diplomasinin merkez üslerinden biri haline getiriyoruz.
KAOS UYARISI
Bakın bunu özellikle şunun için söylüyorum. Yıllarca bizi Türk Kürt, Laik Antilaik, İlerici Gerici, Alevi Sünni diye ayrıştıranlar, sizin de takip ettiğiniz üzere son günlerde başka senaryolar peşinde koşuyor. Suriye'deki eski rejim artıklarının terör eylemleri öne sürülerek milletimizin kardeşliğine son derece sinsi, son derece kirli bir pusu kuruluyor. Bu pusuyla aynı zamanda İstiklal Marşımızda vücut bulan ruha ve birlikte yaşama iradesine karşı da alçakça bir suikast düzenleniyor. Tahrik siyasetiyle, nefret söylemleriyle, çoğu yalan ve çarpıtma olan provokatif açıklamalarla Türkiye'de yeni bir sorun, yeni bir kaos alanı oluşturulmak isteniyor.
ÖZGÜR ÖZEL’İ ELEŞTİRDİ
CHP Genel Başkanı Sayın Özel partisi içinde sıkıştıkça ne acıdır ki dışarıda daha zehirli, daha sorumsuz, son derece çirkin bir dile sarılıyor. Buradan öncelikle şu noktayı açıkça ifade etmek isterim. Grup kürsüsünden sarf ettiği sözler ertesi gün kendi belediye başkanı tarafından yalanlanan zavallı birisini muhatap almak bize zuldür. Zira bir siyasetçinin itibarının ölçüsü ağzından çıkan lafın doğruluğudur, ağırlığıdır. Daha söylediği sözün dumanı tüterken kendi partilisi tarafından tekzip yiyen bir şahıs sadece siyasetin değil haysiyetin ve erdemin de ne olduğunu bilmiyor demektir.
“TÜKÜRDÜĞÜNÜ YALAMAK ZORUNDA KALDI”
Sayın Özel Meclis kürsüsünde milletin karşısında dedikodu yapmayı siyaset yapmak zannediyor. Hatırlayınız büyük kongremizde partimize katılan yeni arkadaşlarımızla ilgili ipe sapa gelmez bir sürü cümle kurdu, kendi üst perdeden ahkam kesti, utanmadan, sıkılmadan bize siyasi ahlak dersi vermeye kalktı. Arkadaşlarımızı hem de çok seviyesiz çok nezaketsiz ifadelerle hedef aldı, itham etti. Peki sonuçta ne oldu? Aradan bir hafta bile geçmeden çark etti. Kürsüden savurduğu büyük lafların altında kendisi ezildi. Affınıza sığınarak söylüyorum tükürdüğünü yalamak zorunda kaldı.
Gün aşırı parti değiştirmekten adı Türk siyasetinde fırıldağa çıkmış bir kifayetsize rozet taktı. Bize attıkları çamur döndü dolaştı kendilerine bulaştı. Şimdi soruyorum sizlere. Böyle tutarsız ve dirayetsiz birini biz nasıl ciddiye alalım? Kendi belediye başkanlarından ayar yiyen, çarkçılıkta selefini çırak çıkartan bir kişiyi biz niye muhatap olalım? Bakın üzülerek ifade ediyorum. Sayın Özel kendisine açılan krediyi har vurup harman savurmaktadır. Bu gidişle sıfırı tüketmesi iflas bayrağını çekmesi tıpkı selefi Bay Kemal gibi siyasetten ibretlik bir şekilde alaşağı edilmesi yakındır."