Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dünya 5 daimi üyenin eline, diline bırakılamaz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT World Forum'da konuştu: "Birleşmiş Milletler'in reforme edilmesi gerekmektedir. Dünya 5 daimi üyenin eline, diline bırakılamaz. Bu şekilde bu dünya yönetilemez. Bu 5 daimi üyeden bir tanesinin iki dudağı arasına 194 ülkenin kaderi terk edilemez"

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen TRT World Forum'da konuştu.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Bugün dünya savaşlar, çatışmalar, ihlaller ve eşitsizliklerin pençesinde kıvranmakta. Derin bir vicdan ve liderlik krizinden geçmektedir. Nereye baksak, yüzümüzü nereye çevirsek istikrarsızlık görüyoruz, dram görüyoruz, derinleşen adaletsizlikler görüyoruz. Aynı şehrin iki farklı ucunda iki farklı hayat yaşanıyor. Sınır komşusu iki ülkenin birinde refah ve zenginlik hakimken diğerinde milyonlarca insan açlık ve yoksullukla boğuşuyor. Ticaretten diplomasiye, devletler arasındaki rekabet günden güne daha yıkıcı, daha agresif bir hal almaya başlıyor. Umutlarımızı yeşertecek, geleceğe daha ümitvar bakmamızı sağlayacak bütün bu gelişmelerin sayısı giderek azalıyor. Şurası muhakkak ki, insanlık bir dönüm noktasındadır. Sadece önümüzdeki 5-10 yılı değil, evlatlarımızın, torunlarımızın da geleceğini etkileyecek mahiyette hadiseler yaşanmaktadır.

“Her kriz aynı zamanda bir imkândır”

Gazze'den Ukrayna'ya, Batı Afrika'dan Güney Asya'ya kadar pek çok coğrafyada süregelen insani krizler, her seferinde çok daha keskin şekilde mevcut dünya düzeninin kırılganlığını gözler önüne sermektedir. Ancak bu krizlerin insanlığın ortak istikbali için daha güçlü bir dayanışma çağrısı olduğu da inkâr edilemez bir gerçektir. Hep söylediğim gibi her kriz aynı zamanda bir imkândır. Adalete, barışa, huzura, güvenlik ve istikrara açılan bir fırsat penceresidir. Layıkıyla değerlendirilebilen için her kriz yeni bir dönemin muştusu, yeni bir başlangıcın öncüsü olma potansiyeline ziyadesiyle sahiptir. İnsanlık tarihine baktığımızda bunun sayısız örneğiyle karşılaşıyoruz.

“Bu şekilde bu dünya yönetilemez”

Milyonlarca insanın hayatını kaybettiği İkinci Dünya Savaşı'nın en önemli çıktılarından biri, irili ufaklı tüm ülkelerin bir araya gelebildiği en geniş zemin olan Birleşmiş Milletler Sistemi'nin tesisi olmuştur. Peki, şu anda bu Birleşmiş Milletler'le devam edebilir miyiz? Hayır. Tamamıyla bu Birleşmiş Milletler'in reforme edilmesi gerekmektedir. Dünya 5 daimi üyenin eline, diline bırakılamaz. Süratle bu değişim gerekiyor. Bu şekilde bu dünya yönetilemez. Bu 5 daimi üyeden bir tanesinin iki dudağı arasına 194 ülkenin kaderi terk edilemez. Bireysel hak ve özgürlükleri güvence altına alan, insan hakları evrensel beyannamesinin kabul edilişi bunlardan bir diğeridir. Ruanda, Srebrenitsa soykırımlarından sonra insanlığa karşı suçlar, savaş suçları gibi suçların faillerinin yargılanması amacıyla kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi bunlardan bir başkasıdır.

“Asıl olan pratiktir, uygulamadadır”

11 Eylül saldırıları sonrasında medeniyetler çatışması senaryolarının yazıldığı bir dönemde İspanya ile birlikte hayata geçirdiğimiz medeniyetler ittifakı girişimi yine bu anlayışla atılmış tarihi bir adımdır. Bu listeyi daha da uzatabiliriz. Kriz dönemlerinde veya sonrasında benzer acıları, sorunları, çatışmaları, ağır hak ihlallerini bir daha yaşamamak için vücut bulmuş çok sayıda kurum, kuruluş ve inisiyatif bulunuyor. Hiç şüphesiz bunların mevcudiyeti insanlık adına, tüm insanlığın geleceği adına kıymetli birer kazanımdır. Ama bununla birlikte hepimiz gayet iyi biliyoruz ki, asıl olan pratiktir, uygulamadadır. Milyarlarca dolar bütçesi, on binlerce personeli olan tüm bu kurumların etkinliğidir."