Cumhur Altıok yazıyor...
CHP yönetimi aday belirleme sürecinde yerel dengeleri göz ardı ederek, sosyal medya tepkileri üzerinden mevcut belediye başkanı Lütfü Savaş yerine başka bir aday bulmak için son güne kadar uğraştı. İlgisiz alakasız birçok isme teklif götürüldü ama Hatay gibi çok kültürlü bir ilde başarılı olacak bir isim bulamadılar.
TİP’in tutumu da işleri iyice karıştırdı derken aday tanıtım toplantısına davet etmedikleri Savaş’ı gecenin bir yarısı tekrar aday göstermek zorunda kaldılar.
Bu git geller örgütü de yordu. Zaten depremde ağır yara almış, sorunları çözülmemiş, halen enkazların bile tam olarak kaldırılmadığı şehirde siyaset yapmak da mümkün değilken örgütten partinin kafa karışıklığını vatandaşa anlatması istendi.
Sonuçta AKP adayı Savaş’a 2 bin 569 fark attı ve mazbatayı aldı.
CHP itiraz süreci bitmeden mazbatanın verilmesini hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle Yüksek Seçim Kurulu’na 80 sayfalık bir dilekçe verdi. İşte CHP’nin değişim ekibinin yalanı mı desek ikiyüzlülüğü mü desek burada ortaya çıktı. Hatay örgütü kurultay sürecinde tam olarak değişim ekibini desteklememişti. Seçimin üzerinden günler geçmişken YSK önünde parti yöneticilerinin yaptığı açıklamalardan 3 bin 389 “ölü seçmene” oy kullandırıldığını öğrendik.
Seçim sürecinde söylemediler, seçim sırasında söylemediler, itirazlar sürecinde söylemediler, günler geçmiş karar verilecek bu iddiayı ortaya attılar…
CHP’nin yeni yönetimine çok önemli sorularımız var… Bu 3 bin 389 ölü seçmen, listeler yayınlandığında neden kontrol edilmedi? İkinci en önemli soru ise bu ölü seçmenler şimdi mi ortaya çıktı? Genel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de aynı seçmen listesi geçerli değil miydi?
O zaman niye sustunuz şimdi niye konuşuyorsunuz? Genel seçimlerde ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bölgedeki kolluk kuvvetlerine oy kullandırıldı spekülasyonlarını kim, neden yaptı? Cumhurbaşkanlığı seçiminde hiç mi çalışmadınız? Sizin derdiniz sadece parti içi iktidar mı?
Dikkat çeken başka bir konu da CHP’nin Hataylı Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, aday aranırken ortada yoktu. Tek bir yorumunu bile duymadık. Yüksek Seçim Kurulu önünde yaptığı açıklamada ise “Atatürk ‘Hatay şahsi meselemdir’ demişti. Bugün Hatay hepimizin şahsi meselesidir” demekten geri durmadı. İnandınız mı?
