Cumhur Altıok yazıyor
Gelin sürecin başına geri dönelim. Özel başta olmak üzere değişimciler önseçim ve tüzük değişikliği vaadiyle koltuklarına oturdular. Ama değişim olumlu yönde olmadı…Değişimciler rakiplerini kurultay hesabı yapmakla suçluyor ama belediye başkan aday profili kurultay hesabını asıl kendilerinin yaptığını ortaya koyuyor.
Değişimcilerin hepsi birbiriyle küs… Güvensizlik hat safhada. Kim kimin adamı tartışması, taraf mı değiştirdi tartışması birbirini kovalıyor.
Grup Başkanvekilleri birbirinden habersiz yorum yapıyor, çelişiyor. Kim ne dedi, kim ne yaptı kimsenin haberi yok.
Yerel seçimler sonrası eğer CHP Genel Başkanı Özgür Özel kendisi partiyi kurultaya götürmezse, imza toplama sürecinin başlaması kaçınılmaz. Örgüt, “CHP maalesef daha sandığı görmeden seçimi bu parçalı görüntüsüyle teslim ediyor. Resmen kendi kendilerini imha ediyorlar” yorumunu yapıyor.
Özel ekibinin tek hedefi kazanılması kesin olan yerlerde kendilerine yakın isimleri adaylaştırmak. Çankaya’da Veli Ağbaba’nın danışmanı Hüseyin Can Güner’in aday gösterilmesi de bu yüzden. Delege hesabı vatandaşın çıkarlarının üzerine çıkmış durumda.
İstanbul’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ekibinde bulunan ve çoğunluğu Karadenizli olan ilçelerden aday gösterilmesi parti emektarlarını kızdırıyor.
İlk istifa yılların CHP’lisi Gürsel Tekin’den geldi. Tekin bir hafta öncesine kadar yakın çevresine istifa edeceğini belirtmiş ve “müteahhitlere yenildim” diyormuş.
Yaptığı açıklamada ise dikkat çeken ifadeleri şunlar: “Partinin iktidar olması için çalışan insanların dışlandığı, Türkiye’de iktidar mücadelesi yerine parti içi iktidar mücadelesinin yeğ tutulduğu, parti hukukunun ve partimiz emekçilerinin haklarının yok sayıldığı, Genel Merkezin kendi açıkladığı kural ve talimatlara bile uymadığı… İdeoloji, ilke veya düşünce ile oluşan yoldaşlık ruhu yerine ahbap - çavuş, eş, dost, akraba ilişkilerinin her düzeyde belirleyici olduğu bir yapı haline dönüşmüştür.”
İkinci bir istifa da Seyhan Belediye Başkanı Soner Çetin’den gelebilir. Çetin tekrar aday gösterilmedi…
Bu arada Adana ve Mersin’de ilçe adaylarını Genel Merkez belirledi. Resmen Zeydan Karalar ve Vahap Seçer’in elini zayıflatacak tartışmalı isimler atandı. Genel Merkez, resmen parti içi rakiplerinin kaybetmesi için elinden geleni yapıyor.
Son günlerde en çok duyduğum yorum “Kılıçdaroğlu’na haksızlık yapmışız” oluyor. Bence de öyle… Kılıçdaroğlu yıllarca bu ekibi yine iyi dizginlemiş…
Ver İstanbul’u al Çankaya’yı
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu arasında liste savaşları sabah saatlerine kadar sürdü. Toplantıların bu kadar uzun sürmesinin altından İmamoğlu’nun, ‘İstanbul listesinin aynen geçmezse Çankaya’dan Hüseyin Can Güner’in adaylaşmasına Parti Meclisi’nde onay vermeyiz’ resti çıktı…
Özel’in bu reste boyun eğmesi parti yönetimindeki ağırlığının durumunu da ortaya koydu. Sadece Çankaya adayını kendisine yakın bir ismi atamak için İstanbul’daki atamaları İmamoğlu’nun ellerine bıraktı…
PM üyeleri arasında parti içi muhalefeti temsil eden çok az isim var. bu isimlerden biri olan Müslüm Sarı’nın söz alarak, “Bir belediye başkanına bu kadar yetki verilmesi kabul edilemez. 9 belediye başkanı tekrar aday gösterilmedi. Hepsi de ne tesadüf ki değişimi desteklemeyen isimler. Tekrar aday gösterilen adaylar ise yine ne tesadüf ki değişimi destekleyen isimler. Eğer gerçekten memnuniyet anketi varsa böyle bir şey mümkün olabilir mi? Matematiksel olarak mümkün değil” yorumunu yaptığı öğrenildi.
Ancak Özel’in artık negatif yorumlara tahammülü kalmamış. Her yorum yapana üsten ve kaba bir ses tonuyla anketler üzerinden yanıt vermeye devam etmiş. Yani Özel üslup problemi yaşıyor…
Babasının komşusu çıktı
İstanbul’da ise listeler kimseyi memnun etmedi. Örneğin Bakırköy’den aday gösterilen Ayşegül Ovacıoğlu’nun eşi Talat Cem Ovalıoğlu’nun AKP’den milletvekili aday adayı olması çok tartışılmıştı. Ama asıl mevzu bu değilmiş. Ayşegül Ovacıoğlu, Ekrem İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu’nun komşusuymuş… Asıl bağlantı buymuş...
