Dünya

BRICS İktidar medyasının gündeminde: Ekonomik bir dev

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in dış politika danışmanı Yuri Uşakov’un, Eylül ayı başında yaptığı açıklamayla, Türkiye'nin BRICS'e üyelik için başvuru yaptığı öğrenilmişti. Gazeteci Erkin Öncan ile BRICS’i ve Türkiye’nin BRICS’e üyelik girişimini konuştuk.

Abone Ol

ERCAN KÜÇÜK - HABER MERKEZİ

Eylül ayında en çok konuşulan konulardan biri de Türkiye’nin BRICS’e üyeliği başvurusunda bulunması oldu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in dış politika danışmanı Yuri Uşakov’un açıklamasıyla ortaya çıkan başvuruyla ilgili Dışişleri Bakanı Hakan Fidan yaptığı açıklamada Avrupa Birliği ile bizim ekonomik entegrasyonumuz üyelikle taçlansaydı, belki biz birçok konuda bu türden bir arayış içerisinde olmayacaktık” ifadelerini kullanmıştı.

Yıllardır Avrupa Birliği kapısında bekletilen Türkiye’nin BRICS başvurusu yapması özellikle batıya yakın bazı kesimler tarafından da eksen kayması olarak değerlendirilmişti. Tartışmalarla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı konuşmada “Türkiye olarak yüzümüz elbette Batı’ya dönüktür, ancak bu Doğu’ya sırtımızı döneceğimiz anlamına kesinlikle gelmez” dedi.

22-24 Ekim’de Rusya’ya bağlı Kazan’da yapılacak BRICS zirvesi öncesi, İktidarın BRICS’e yönelimi iktidar medyasında da karşılık bulmaya başladı. İktidara yakın medya gruplarından Yenişafak Gazetesi’nin de sahibi olan Albayrak Medya’nın Z Raporu dergisinin Ekim ayı kapak konusunda Türkiye’nin BRICS’e üyelik başvurusu yer aldı. Uzman görüşlerinin yer aldığı sayının sunum yazısında derginin Yazı İşleri müdürü Semra Karabaş, eksen kayması tartışmalarına değindi. Karabaş, ’Eksen kayması mı, denge gücü mü?’ Başlıklı yazısında küresel ekonominin ağırlığının Batı’dan Asya-Pasifik’e kaydığına dikkat çekti, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un açıklamalarının eksen kayması ve NATO üyeliği ile AB’ye adaylık üzerinden yapılan eleştirilere yanıt olduğunu ifade etti. Karabaş, BRICS’in kuruluş motivasyonunun daha adil bir dünya isteği ve gelişmiş ülkelerin uluslararası krizlerin çözümünde ve küresel ekonomik sistemin reform edilmesi konusundaki isteksizliği ve statükocu tavırları olduğunu belirtti.

Transatlantik’ten Hint Pasifik’e

Doç. Dr. Derya Hekim, Doç. Dr. Ali Oğuz Diriöz ve Dr. Tuğçenur Ekinci Furtana’dan görüşlerin de yer aldığı kapak dosyasında Türkiye’nin BRICS başvurusu incelendi. Yazıda BRICS için 30 trilyon dolarlık dev ifadesi kullanıldı. Yazıda şu ifadeler dikkat çekti:

“BRICS, üye ülkelerin GSYİH’leri değerlendirildiğinde ekonomik bir dev olarak öne çıkıyor.

BRICS, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu’na olan bağımlılığı azaltmak için 2015’te kurulan Yeni Kalkınma Bankası, 100 milyar dolarlık ilk sermayesi ile 2022’ye dek 96 projeye 32.8 milyar dolar kaynak sağladı.

Kurumsal bir yapılanması olmadığı için hükümetler arası grup olarak nitelendirilen BRICS özellikle enerji alanında söz sahibi.

BRICS’in son genişlemesi ile etki alanı artarken, dünyada ekonomik güç dengesinin Transatlantik’ten Hint Pasifik’e kaydığı yorumları da yapılıyor.

BRICS üyeleri içerisinde Çin’in ezici bir rolü var. Geçen 18 yıl zarfında ticari büyümenin büyük bir oranı Çin merkezli oldu. BRICS üyeleri arasındaki iklili ticaret son derece düşük kalmaya devam ediyor. BRICS’in heterojen yapısı da bir diğer soru işareti olarak öne çıkıyor.

Siyasal ya da politik faaliyetlerinden ziyade ekonomik konular üzerine yoğunlaşan ve bu alanda karşılıklı iş birliğini teşvik eden bir kuruluş. Rusya-Ukrayna savaşı ve Çin’in açık desteğiyle süregelen olaylar zinciri bu organizasyonu eskisinden önemli bir konuma getirdi.

Doç. Dr. Ali Oğuz Diriöz: Türkiye’nin BRICS’e üyeliği NATO ve AB ile ilişkileri bozmayacak şekilde geliştirilmelidir. BRICS’in Batı karşıtı değil, Türkiye’nin Batı’yı dengeleme aracı olarak yaklaşımını prensip olarak destekliyorum.

Doç. Dr. Derya Hekim: Türkiye açısından olası bir adaylık, Batı tarafının tek alternatif olmadığını, başka alternatiflerin de mümkün olduğunu göstermesi bakımından önemli.  Bu anlamda Türkiye’nin grup ile ilişkilerinin, uluslararası alanda elini güçlendirmek ve Batı’yı dengeleme açısından değerlendirilmesi gerektiğini söyleyebiliriz.”

İki taraf için de olumlu olacak

BRICS’i yıllardır yakından takip eden Gazeteci Erkin Öncan, Türkiye’nin başvurusunu eksen kayması olarak değil, asıl yerine doğru ilerleme olarak nitelendirdi. Türkiye’nin katılımının iki taraf için de olumlu olacağına dikkat çeken Öncan şunları söyledi:

“Türkiye'nin BRICS'e katılması, Türkiye'nin bugüne kadarki konumunu ve içinde bulunduğu ittifakları düşündüğümüzde kağıt üzerinde bir eksen kayması olabilir ama ben bu eksen kayması olarak tarif edilen şeyin Türkiye'nin asıl yerine doğru bir ilerleme olacağı görüşündeyim. Dolayısıyla olumsuz bir atıfla kullanılan eksen kayması olarak görmüyorum.

Türkiye'nin BRICS'e katılması hem Türkiye için hem de BRICS ülkeleri için olumlu olacaktır. Öncelikli olarak Türkiye'nin hem jeopolitik konumu hem de ekonomik fırsatları gereği bunu düşünüyorum. Türkiye üretim gücünü BRICS gibi eşitler arası ilişki kurmaya özen gösteren bir ittifakta kullanırsa Türkiye için de bölge ülkeleri için de çok faydalı olur. Malum Türkiye'nin dolara bağlı dolar endeksli ekonomisi bir anlamda Türkiye'nin siyasetine de etki edilmesi demek. BRICS ile birlikte hem yerel para birimlerinin daha çok kullanılmaya başlaması tartışmalarına dahil olacak Türkiye hem de kolektif batını nazaran daha eşitler arası bir ekonomik ilişkiler kurmuş olacak ki BRICS'in her gün artan ekonomik gücü de Türkiye'nin çıkarının orada ve kazanacağı çok şey olduğunu gösteriyor.

BRICS’e üyelik başvurusu için henüz Türkiye tarafından resmi açıklama yapılmamasına dikkat çeken Öncan, görüşmelerin devam ettiğini söyledi:

Tabi bu yönde olumlu söylemlere rağmen Türkiye'nin şu an için BRICS'e katılacağına dair herhangi bir resmi işaret yok. Rus yetkililerin açıklaması oldu, Erdoğan dahil olmak üzere üst düzey yetkililerin açıklamaları oldu. Ama dikkat ederseniz hiç kimse resmen başvuru yaptı demedi Türkiye'den. Bu da resmi bir başvuru hala var olmadığını gösteriyor. Bence ki BRICS tartışmalarının en çok alevlendiği dönemde bu resmi başvurunun kısa bir süre sonra açıklanması bekleniyordu. Ancak o açıklanmadı ve anlıyoruz ki Türkiye hükümetinin BRICS ile çeşitli konulardaki görüşmeleri devam ediyor. Resmi başvuru henüz yok bilindiği kadarıyla.

NATO üyesi Türkiye BRICS’e alınır mı?

Peki bir NATO üyesi olan Türkiye BRICS’e alınır mı? Öncan bu soruya verdiği cevapta NATO ve BRICS’in yapı olarak farklı birlikler olduğuna dikkat çekti:

“Normal şartlarda düşündüğümüzde bir NATO üyesinin BRICS gibi bir birliğe üye olmasının önünde herhangi bir yasal engel yok. Çünkü BRICS ekonomik bir birlik, NATO askeri bir birlik. Ama bu kağıt üzerinde dediğim gibi NATO'nun da askeri gücünü, kolektif batının siyasi çıkarları için kullandığını ve bu yönde yönlendirdiğini düşündüğümüzde bu bir çelişki sayılabilir Türkiye açısından. Ama Türkiye dış politikada uzun süredir denge politikası uygulayan ve bunu da bütün taraflara bir şekilde kabul ettirmiş bir ülke. Dolayısıyla resmi bir başvuru yaptığı takdirde NATO ve kolektif batı ittifakının buna yönelik elbette itirazları olacaktır. Ancak Türkiye bunu dengelemeyi bir şekilde başarabilir NATO üyesi o kalarak. Tabii benim kişisel olarak asıl istediğim şey, asıl Türkiye'nin yapması gerektiğini düşündüğüm şey zaten Türkiye'nin NATO'dan çıkması.

BRICS’le ilgili tartışılan bir diğer konu da NATO ve Avrupa Birliği’ne alternatif bir güç olup olamayacağı. Öncan, bu konuda şunları söyledi:

“Askeri ve siyasi hegemonya kurma eğilimleri bakımından düşüneceksek, BRICS, NATO ve Avrupa Birliği'nin alternatif olmayacaktır. Daha farklı bir şey tarif ediliyor BRICS ile birlikte. Ancak bir birlik veya ülkelerin bir araya gelme mekanizması açısından elbette iyi ve güçlü bir alternatif olacaktır diye düşünüyorum. Çünkü Avrupa Birliği gibi veya NATO gibi askeri, ekonomik, siyasi ittifaklar daha çok kolektif batı dediğimiz o sömürge, sömürgecilik merkezlerinin çıkarlarını küresel olarak uygulama amacını güdüyor.”

Muhalefetin BRICS’e bakışı

Muhalefetin BRICS’e yaklaşımını değerlendiren Öncan, muhalefette çelişki olduğunu vurguladı. BRICS konusunun iç siyaset malzemesi haline getirildiğine dikkat çeken Öncan şunları söyledi:

“Muhalefetin BRICS ittifakına bakış ve Türkiye'nin buradaki yerine dair tartışmalarda başka bir motivasyonla hareket ettiğini ve bu yüzden karşı çıktığını düşünüyorum. Muhalefet içerisinde Türkiye'nin BRICS ile işbirliği yapmasını veya BRICS’te yer almasını savunan çok sayıda vekil var. Bu fırsatları onlar da görüyorlar ancak Türkiye'de Türkiye'nin uluslararası meselelerde aldığı pozisyon ve Türkiye'nin uluslararası çıkarları, Türkiye'nin yoğun iç siyasi gündeminden ötürü iç siyasetin taraflaşmaları haline geliyor. Dolayısıyla örneğin hükümetin yakınsadığı noktalara muhalefet hükümete karşı olduğu için karşı çıkıyor. Muhalefete dair BRICS’e bakış konusunda böyle bir çelişki olduğunu düşünüyorum. Ancak nihayetinde muhalefet CHP başta olmak üzere muhalefet partilerinde uluslararası siyasetten anlayan ve Türkiye'nin ulusal çıkarlarını savunan ulusal çıkarlarını geliştirmesini savunan çok sayıda vekil var ve onların da BRICS’e yakın olduklarını düşünüyorum.”