Genç ve sağlıklı kalmak ya da sağlıklı yaşlanmak elbette herkes için önemli... Bunun için zaman zaman uzmanlar önerilerde bulunuyor. Harvard Tıp Okulu Paul F. Glenn Yaşlanma Araştırma Biyolojisi Merkezi'nin eş direktörü olan ve Genetik Bölümü'nde 54 yaşında bir profesör olan David Sinclair sağlıklı kalmak için, yeşil matcha çayı, sabahları birkaç kaşık yoğurttaki polifenoller ve ara sıra yüzde 80 bitter çikolatadan oluşan nispeten katı bir günlük program sürdürüyor.
Yakın tarihli GQ'ya verdiği bir röportajda her gün egzersiz yapmadığını belirten Sinclair genellikle gece altı saatten fazla uyumadığını söylüyor. Buna rağmen önereceği diyetin biyolojik olarak yaşından 10 yaş daha genç kalmasına yardımcı olduğunu ekliyor; yaşa bağlı hastalık ve gerileme ile mücadele ederek tersine yaşlanma adı verilen modern bir fenomenin altını çiziyor.
20'Lİ YAŞLARIMIZDA YAPTIKLARIMIZ
Sinclair, "Bence çoğumuz yirmili yaşlarınızdayken yaşlanmaya ve hastalığa karşı dayanıklı olduğunuzu düşünüyoruz ve şimdi bildiğimiz şey, epigenetik saatin doğumdan itibaren işlemeye başladığı ve yirmili yaşlarımızda yaptıklarımızın bizi etkilediği" diyor.
Yaşlanmayı geciktirme ve tersine çevirme konusundaki araştırmalar nispeten yeni olsa da, uzmanlar bunun epigenetiğinizle ilgili olduğunu söylüyor. Uzun ömür uzmanları , epigenetik değişiklikler, hücresel yaşlanma ve kronik iltihaplanma dahil olmak üzere yaşlanmanın 12 ayırt edici özelliğini özetledi . Bu özelliklerden bir veya daha fazlasını hedefleyen yaşam tarzı faktörleri ve diğer müdahaleler yaşlanma sürecini geciktirebiliyor.
İŞİN SIRRI NE?
Sinclair bir gün kendimizi 20 yıl geriye götürebileceğimize inanıyor. "Bunun mümkün olmaması için bir sebep göremiyorum," diyen Siclair, "Bu sadece ne zaman olacağıyla ilgili bir soru" şeklinde konuşuyor.
Peki Sinclair'in önerdiği iyi yaşlanmanın ve genç kalmanın sırrı nedir?
POLİNEFOL VE RESTEVATROL
Sinclair, meyveler, yer fıstığı ve kırmızı şarapta yaygın olarak bulunan bir polifenol veya doğal antioksidan olan resveratrol'un önemine dikkat çekiyor. Her sabah "birkaç ağız dolusu yoğurt" ile ek bir formda tüketiyor. Yoğurtla birlikte Sinclair, ECGC kateşinleri gibi polifenollerle dolu yeşil matcha çayını yudumluyor. Bu çay antioksidan özellikleriyle bağırsak mikrobiyomunu güçlendirmeye, doku hasarı riskini azaltmaya, ruh halini iyileştirmeye ve kalp gücünü artırmaya yardımcı oluyor.
KAHVALTIYI ATLAMAK
Sinclair, büyük öğünler arasında 16 ila 18 saat bekleyerek kahvaltıyı atlıyor; bu, dünyadaki pek çok kişinin savunduğu bir trend.
GQ'ya "Bu temelde çok geç bir öğle yemeği veya büyük bir akşam yemeği yemek" diyor, ancak bu rejime daha genç yaşta başlamanın riskli olabileceğini ve yetersiz beslenme ve açlığa karşı uyarıda bulunduğunu söylüyor.
Araştırmalar, aralıklı açlığın diyabet, kalp hastalığı ve yaşlanmanın birçok temel taşı olan bunama riskini azaltabileceğini gösteriyor. Ancak oruç tutmak herkes için değildir ve sağlık riski oluşturabilir, yeme bozuklukları veya düzensiz yeme ile mücadele edenleri tetiklediğinden bahsetmiyor bile. Çok katı olmamakla birlikte, sizin için işe yarayabilecek oruç tutmanın yolları da vardır.
ŞEKERDEN KAÇMAK
Sinclair şekeri (ve eti) geri çevirmeye başladı. Bitki bazlı bir diyete odaklandı; tipik bir akşam yemeği pirinç, badem ve kuskustan oluşuyor. GQ'ya "Süt de dahil olmak üzere bitki bazlı ve fındık bazlı gıdalardan başka bir şeyi nadiren, nadiren yerim" diyor. Ve bir kadeh şarap, Akdeniz diyetinin temelini oluştururken, Sinclair geceleri içmediğini söylüyor.
Aylar içinde diyetinin "kan biyobelirteçlerimde ve epigenetik yaşımda büyük bir fark yarattığını" söylüyor.
Sinclair'e göre, fazla şeker tüketmek, özellikle yüksek oranda işlenmiş gıdalara eklenen şeker, diyabet, obezite ve kalp problemleriyle ilişkili.
Sinclair, “Bu yeni diyete geçtiğimde hafızamı da geri kazandım. Telefon numaralarını ve anahtar kodlarını kolayca hatırlayamazdım ve şimdi her şey daha basit," diyor ve ekliyor: “Böylece 20 yaşındaki beynime geri döndüm. Sadece yaşlılık olduğunu düşündüm, ama değildi, benim yaşam tarzımdı.