Donald Trump’ın Cumhurbaşkanlığına seçilmesinin en kritik anı Pensilvanya sonuçlarının belli olduğu dakikaydı.
O an Trump’ın elde ettiği delege salısı 267’di ve seçilmesi için gerekli 270 için 3 oy daha alması lazımdı.
Pensilvanya salıncak eyaletlerin en önemlisiydi.
İşte o an salonun dev ekranına şu rakamlar yansıdı:
Donald Trump yüzde 51.2
Kamala Harris yüzde 47.8
Salonda büyük bir çığlık koptu ve alkışlar başladı.
Sonra önce cılız bir ses “U-S-A” diye bağırdı ve arkasından bütün salon “USA” sloganı atmaya başladı.
Trump başkan seçilmesi için gerekli 270 delegeyi geçmişti ve artık başkanlığını ilan edebilirdi.
Zengin emeklilerin Palm Beach’indeki Convention Merkezi’ne kimler davetli?
Burası ABD’nin Florida eyaletinin Palm Beach kasabaydı…
ABD’nin en zengin insanlarının emekliliklerini geçirdiği yer olarak biliniyordu.
Trump bu seçimde izleme merkezi olarak işte buranın Convention Center’ın seçmişti.
İzleme merkezine, Trump’ın kampanyasına en büyük yardımı yapan kişiler ve eşleri davet edilmişti.
Ayrıca Trump’ın ailesine ve kendisine yakın arkadaş grubundan insanlar da davetliydi.
Bir de kampanyada çalışan bazı kişiler vardı.
Salondaki tek Türk’ün kartvizitinde yazanlar
İşte bu davetliler arasında bir de Türk bulunuyordu.
Hem de ABD’de yaşayan biri değil, Türkiye’den bu gece için oraya davet edilen biriydi.
Üstelik bu kişi, cebinde Cumhurbaşkanlığı kimliği taşıyan bir Türk’tü.
Mehmet Ali Yalçındağ Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulu üyesiydi.
Aslında bu onun Trump’ın ikinci seçim gecesi tecrübesiydi.
Washington’da Inaguration törenindeki Türk de oydu
İlk defa 2016 yılında seçildiğinde de o gece New York’taki izleme merkezindeydi.
Daha da ötesi o yıl Trump’ın başkanlığına resmen başladığı Inaguration törenine de davetliydi.
Trump’la tanışıklığı onun politikaya girişinden çok önceye gidiyordu.
İstanbul’da Trump Tower’ın yapılmasında Trump’ın kızı Ivanka ile ortak çalışmışlardı.
Binanın açılışı için Trump İstanbul’a gelmiş ve Aydın Doğan’la birlikte binayı gezmişlerdi.
Loading...
Geceyi ben de canlı görüntülerle izledim
Seçim gecesi bir anlamda ben de Palm Beach’te o konvansiyon merkezinde sayılırdım.
Çünkü bütün gece Mehmet Ali Yalçındağ ile görüntülü konuştum.
En kritik anları anında seyrettim.
Seçim sonuçlandıktan sonra da geceyi konuştum.
2016 ile 2024 seçim izleme merkezi farklı mıydı?
(*) Bu izleme merkezi ile 2016’da New York’ta kurulan merkez arasında ne fark vardı?
“O ilk gece çok daha küçük ve mütevazıydı. Salonda 100-200 kişi vardı. Bu defa çok daha görkemli bir salonda ve çok daha kalabalık yapıldı.”
Geceye kimler, nasıl davet edildi?
(*) Davetliler nasıl tespit edildi?
“Tabii bu defa çok daha fazla başvuran vardı ama öncelik büyük bağışçılara verildi. Sonra akrabalar, tanıdıklar, Trump’ın golf ve iş arkadaşları ve bir de davet edilenler vardı. Ben işte bu ikinci gruptan katıldım. “
(*) Size özel kart mı verildi?
“Önceden yoğun bir e-mail trafiği oldu. Hepimize sorular soruldu. Ayrıntılı bilgiler istendi. Girişle ilgili bilgiler ise son gün son anda e-maille iletildi.”
İki suikast girişimi salondaki güvenliği etkiledi mi?
(*) Trump’a iki defa suikast girişimi oldu. Salona giriş nasıldı? FBI kontrolünden geçtiniz mi?
“Çok ilginçtir, girişimiz çok kolay oldu. Neredeyse hiç kontrol yoktu desem yeridir. Oysa 2016’da New York’ta çok daha yoğun bir kontrol vardı. Ama önceden o kadar sıkı incelemeden geçirildik ki herhalde hepimiz hakkında temiz sicil çıktı. O nedenle çok rahat girdik.”
Salondaki kadınların yarısı ‘women in red’di
(*) Salonda çok kadın vardı. Şık giyimli güzel kadınlar. Bu seçimde kadınlar Trump’ı daha çok mu sevdi?
“Evet, benim de dikkatimi çekti. Çok kadın vardı ve hepsi de çok şık giyimliydi. Çok ilginç çoğu kırmızı, uzun, çok şık elbiseler giymişti.”
(*) Davetliler nasıldı? Genç mi, yaşlı mıydı?
“2016 izleme salonundakinden çok farklı bir demografisi vardı salonun. Çok genç insan gördüm. Oysa 2016 seçim gecesi izleme merkezindeki insanların çoğu yaşlıydı. Trump seçmeni ve destekçisi belirgin şekilde gençleşmiş.”
Kırmızı şapkaların üzerinde ‘maganda’ gibi bir şey mi yazıyordu?
(*) Çoğu insanın kafasında kırmızı şapkalar vardı. Bunların bazılarında insana “maganda” gibi gelen bir yazı vardı. Bunlar orada mı dağıtıldı, yoksa herkes şapkasını alıp mı gelmişti?
“Evet, bu seçimde Trump yanlılarının ayırıcı sembolü şapkalarıydı. Salondakilerin, özellikle de gençlerin başında kırmızı şapka vardı. 2016’daki ilk kampanyada da kırmızı şapka vardı. Bunların üzerinde ‘Make America Great Again’ (Amerika’yı yeniden büyük yap) yazıyordu. Bu defa farklıydı. Çoğunun üzerinde sadece ‘MAGA’ yazıyordu. Yani ‘Make America Great Again’ kelimelerinin baş harfleri. Belli ki bunu bir motto haline getirmişlerdi. Bir hareketin adı olmuştu. Davet öncesi gönderilen maillerde katılımcılardan üzerinde MAGA yazan şapkalarla gelmeleri istendi.”
Gecenin en kritik anı Pensilvanya sonucu idi
(*) Salonda en kritik an neydi?
“Daha ilk sonuçlar gelmeye başladığı andan itibaren salonda ‘Trump kazanıyor’ havası vardı. Ama burası Amerika. Her bölgede küçük county’ler o kadar farklı siyasi yapıda ki her an her şey değişebilir. Mesela Pensilvanya’dan gelen ilk sonuçlarda Harris yüzde 80 gibi anormal bir farkla öndeydi. Salondaki en kritik ve duyguların en yükseldiği an, Pensilvanya seçim sonucunun geldiği andı. Çünkü o ana kadar Trump’ın elde ettiği delege sayısı 267’di. Yani seçilmesi için daha 3 oya ihtiyacı vardı. Pensilvanya’dan ters bir sonuç çıkması her şeyi değiştirebilirdi. Ama dev ekranda Trump yüzde 51.2, Harris yüzde 47.8 yazdığı an iş bitti. İşte o an bütün salonda bir duygu patlaması oldu. Sonra herkes ‘USA’ diye tempo tutmaya başladı.”
Trump’ın kızı ve damadı bu defa daha geri planda duruyordu
(*) Trump’ın salona girişi nasıldı? Çok gururlu ve megaloman bir havası var mıydı?
“Önce sahne arkasına geldi. Orada bol bol fotoğraf çekildi. Biz sadece patlayan flaşların ışığını gördük. Sonra Trump geldiğinde salon yıkıldı tabii. Geçen yıllar ona büyük bir karizma kazandırmış. Bir şey dikkatimi çekti. İlk döneminde kızı ve damadı çok ön plandaydı. Bu defa sahnedeki fotoğraf çekilme anlarında bile baya geride durdular. Bu Beyaz Saray’daki yeni yönetim biçimi hakkında bir işaret olabilir mi bilmiyorum.”
Sanki bu defa daha devlet adamı gibi konuştu
(*) Konuşması nasıldı?
“Şahsi izlenimim şu. 2016’da seçildiği gün yaptığı konuşmadan, ego olarak daha aşağı ve sakin düzeydeydi. Yani daha devlet adamı gibi konuştu ama bu benim izlenimim. Bunun da ikinci dönem yönetim biçimi hakkında bir işaret olup olmadığını ben de çok merak ediyorum.”
Ben bu konuşmayı yaparken Külliye’den “Dostum Trump” mesajı gidiyor
Mehmet Ali Yalçındağ ile konuşmam bu kadardı.
Benim konuştuğum saatlerde Ankara’da Külliye’den ilk kutlama mesajı gidiyordu.
Erdoğan kendisine “Türkiye’yi ekonomik olarak bitiririm” diyen” Trump’ı unutmuş ve ona “Dostum” diye seslenen bir mesaj göndermişti.
Bu dostluk kurulacaksa eminim Mehmet Ali Yalçındağ’ın yine bir “Go Between” fonksiyonu olabilir.
Çünkü Trump şahsi dostluklara önem veren bir kişilik.
Mehmet Ali Yalçındağ geçen yıla kadar Türk Amerikan İş Konseyi’nin eş başkanıydı. Şimdi o görevden ayrıldı ve Türk Alman İş Konseyi Eş Başkanlığı'nı yapıyor.
Ama öyle tahmin ediyorum ki, bu 4 yılda onu daha sık Washington’da görebiliriz.
Çünkü giderek daha kompleks hale gelen Orta Doğu’da güvenilir arabulucuların yapabileceği epey iş var.
Hatta Mehmet Ali Yalçındağ bu köprü sayesinde Almanya için de buna benzer bir görev bile yapabilir.