Bangladeş’te eylemlere ara verildi
Bangladeş’te yıllardır biriken yolsuzluk, ekonominin kötü gidişatı, yönetimden memnuniyetsizlik, değişim isteyen çoğunluğa rağmen iktidarı değiştirememe çaresizliği, geçtiğimiz hafta 1971 Bağımsızlık Savaşı'na katılanların ailelerine kamuda kontenjan ayrılması kararı ile önce öğrenci eylemleri olarak başladı. Hükümetin polis gücüyle bastırma adımı 189 kişinin hayatını kaybetmesi ve yüzlerce kişinin yaralanmasının yanında binlerce kişinin tutuklandığı şiddet olaylarına dönüştü.
Bangladeş Yüksek Mahkemesi, pazar günü ülke geneline yayılan öğrenci protestolarında 200’e yakın öğrenci ve sivilin hayatını kaybetmesine neden olan şiddet olayları üzerine kotaları düşürme kararını açıkladı. Açıkladı ancak olaylar sadece “kota ayrımcılığı” değil, “hükümet gitsin” tepkine dönüştü.
İnternet kesintisinin devam ettiği ülkede tek bilgi kaynağı hükümete yakın medya ve uluslararası basın organlarının haberlerine göre öğrenciler mahkeme kararının ardından, hükümete bazı taleplerle 48 saat mühlet vererek evlerine döndü. Ancak OHAL süreci 2 gün daha uzatıldı.
Bangladeşli gazeteci eylemlerin nedenini açıkladı
Bangladeşli gazeteci Moshiur Rahman, Bangladeş’teki “kota ayrımcılığı sistemi” nin, Bangladeş’in bağımsızlık savaşından sonra başlayan ve sistematik bir şekilde genişletilen bir konu olduğu için 1996’dan sonra bugünkü gibi olmasa da tepki gösterilen bir konu olduğunu açıkladı.
Rahman, önce savaşa katılanlar için yapılan ayrımcılığın, zaman içerisinde yaşları gereği “haklarını kullanamaz hale gelmeleri” üzerine çocuklarını ve ardından torunlarını kapsayacak şekilde genişletildiğini belirtti.
2002 yılında, şu an muhalefette olan partiler Cemaati İslami ve Bangladeş Milliyetçi Partisi’nin (BNP) kota üzerinde getirdiği düzenleme nispeten tepkileri azalttı.
Tepkileri azaltan bu düzenleme 2018 yılında torunların da kotaya dahil edilmesi tekrar söz konusu olunca çok büyük bir ayaklanma ve şiddet olayları yaşandı.
Başbakanın ifadelerindeki tutarsızlık halkı endişelendirdi
Moshiur Rahman, “şu an olduğu kadar olmasa da baskı, öldürmeler, tutuklanmalar olmuştu. Hükümet geri adım atma zorunluluğu hissetmişti.” İfadeleriyle bugünkü şiddet olaylarının daha ciddi boyutta olduğunu belirtti.
Rahman, Başbakan Şeyh Hasina’nın, bir hafta önce parlamentoda yaptığı konuşmada, “böyle bir kota yok” açıklamasını değiştirip, “o zaman ben çok sinirliydim, öyle söyledim” şeklinde ifade etmesinin de başka bir tartışma doğurduğuna vurgu yaptı.
Rahman ayrıca, 2021 yılında kurulan “Kahraman çocukları” adlı vakfın, Avami Ligi Partisi’nin bu yasa çalışmaları için kendilerinin kurduğunu ve çatışmalarda yer alan öğrenciler olduklarına dair bilgiler olduğunu belirtti.
“175 milyon nüfusa sahip ülkede sadece 20 milyon için %56 kota ayrılmasını, geri kalan nüfusun büyük bölümünün %44 kotayı paylaşmasını hiç kimse kabul etmez” diyen Rahman, bu duruma hem ayrımcılık için itiraz edildiğini hem de ülkede istihdam için ciddi bir sorun oluşturduğuna işaret etti.
Umudunu yitiren öğrencilerin beyin göçü
2002 yılında hükümetin öğrencileri de kapsayan formülünün de değiştirildiğini belirten Rahman, başarılı öğrencilerin kota sistemi nedeniyle haksızlığa uğradığını, liyakate bakılmaksızın daha başarısız olan öğrenciye ayrımcılık tanıyan sistemin Bangladeşli gençleri yurtdışına göçe zorladığını vurguladı.
Rahman, sistemdeki tepkiye sebep olan gerekçelerden bir diğerinin de geriye kalan %44 kota da yaşandığını bildirdi. Bu kesimde de liyakatin esas alınmadığı, rüşvet, yolsuzluk, sınav sonuçlarının satılması gibi şaibeli durumların yanı sıra hükümetin mülakatlarda da kendi “adamlarını” seçtiğini aktardı.
Tüm bu adaletsizlere tepkili öğrenciler, haziran ayında karar alarak, Temmuz’da gösteri yapma konusunda anlaştı. Öğrencilerin ailelerinin de katılımıyla kalabalıklar arttı.
Rahman, sıcak hava ve polisin gaz bombaları arasında sokaklarda eylem yapan eylemcilere Bangladeş halkının camlardan boru ile su akıtarak desteklediğini, bazı ailelerin ise çocuklarıyla eylemlere katıldığını aktardı.
Gurbetteki Bangladeşliler endişeli
İtiraz Mahkemesi’nin 7 Ağustos tarihinde açıklayacağı tarihi hükümetin değiştirmesi de eylemlerin başlaması için adım oldu.
Rahman, aslında mahkemenin doğrudan böyle bir karar verme yetkisinin olmadığını, mahkemenin bunu deklare ettiğini söyleyerek, bunun da öğrencileri tedirgin eden bir başka konu olduğunu belirtti.
Ülkede sadece polisin değil sınır güçleri, Bangladeş’in Özel Kuvvetleri’nin de sokaklarda olduğu OHAL durumu devam ederken yaklaşık bir haftadır kesik olan internet ülke dışında yaşayan Bangladeşlileri de endişelendirdi.
Rahman, “Hiç kimse ne dışarıdan ne de içeriden bilgi alışverişi yapamıyor. Ne olup bittiği ile ilgili aldığımız bazı bilgiler gece yarısı katliamların olduğu, vefat edenlerin sayısının açıklanandan fazla olduğu gibi haberlerin yayıldığını” bunun da başka sorunlara neden olduğuna dikkat çekti.
Kota sistemi ortadan kalksa bile Bangladeşlilerin, bu durumu hala büyük bir risk olarak gördüğünü vurgulayan Rahman, “Çünkü hükümet isterse kendine göre bir kota belirleyebilir. Hükümet şu an olayları polis gücüyle bastırma niyetinde. Polisin, vatandaşların evlerine girdiği, rastgele ateş ettikleri haberleri geliyor. Bazıları video kayıtları almış ve yayınlamış ancak ne kadar doğru olup olmadığını bilmiyoruz. Özellikle protestoya doğrudan katılan, önderlik yaptığı düşünülen insanların hedef olduğu bilgilerini alıyoruz. Bunun yanı sıra tutuklamalar devam ediyor.” dedi.
Hasina’nın muhalefeti tutuklama planı
Başbakan Hasina’nın, öğrenci eylemlerini, muhalefetteki Cemaati İslami ve Bangladeş Milliyetçi Partisi’nin üyelerinin eylemi gibi gösteren açıklamalar yaptığını belirten Rahman, böylece tutuklamalara gerekçe olarak siyasi bir olaya dönüştürme planına işaret etti. Muhalefet partilerin liderleri başta olmak üzere, BNP’nin Başkan Yardımcısının ve pek çok muhalif üyenin tutuklandığını açıkladı.
Ülkede şiddet üstü kapalı devam ederken, gurbetteki Bangladeşliler de “o hükümet, orada kaldığı sürece ülkenin bankalarına, banka hesabına para göndermeyeceklerini” açıklayarak, hükümete karşı eylem başlattı. Aynı zamanda Türkiye’de dahil olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde Bangladeş Büyükelçiliği önünde eylemler gerçekleştiriliyor.
“Bu 48 saat bittiğinde ne olup bittiğini kestiremiyoruz” diyen Rahman, yaralanan öğrencilerden 29’unun vefat ettiği son dakika bilgisini aktardı.
Öğrenciler, polis ve satrolik saldırganlarının hedefinde
Mahkeme kararına karşı sokağa çıkan öğrenciler, hükümetin daha önce yaptıklarından dolayı neler yapabileceğini bildiklerini söyleyerek eylemlere devam etme niyetinde.
Öğrencilerin haklarını savunmak için başlattıkları eylemlerde polisin doğrudan hedef alarak yüzlerce öğrenci arkadaşını öldürmesi, hükümete ve polise karşı öfkeyi arttırdı.
Ayrıca gösterilerde iktidar partisinin bir kolu olan Satrolik adlı grubun keskin aletler ve silahlarla öğrencilere saldırması da olayların baskıyla da olsa hemen üzerinin örtülmeyeceğine işaret ediyor.
Hasina’nın Hindistan zaafı halkı öfkelendiriyor
Rahman gelinen durumu, “Bangladeş halkı patlamayı bekleyen bir bomba gibiydi. Bu sadece kota sistemine gösterilen bir tepki değil, ülkedeki yolsuzluklar ki; başbakanın kendi yardımcısı Bangladeş parasıyla 400 milyon yolsuzluk yaparak yurtdışına kaçtığını cumhurbaşkanı ve başbakan kendi ifade etti. Bu eylemlerden önce yolsuzluk, her şeyin pahalılaşması, ancak hükümetin kendi adamlarının bunlardan etkilenmemesi halkın öfkeyle karşıladığı durumlardı. Örneğin; asgari ücret en son 2008 yılında düzenlendi. Sadece 80 $ olarak devam ediyor. Dolayısıyla bir patlama bekleniyordu.” İfadeleriyle değerlendirdi.
Hasina hükümetinin, Hindistan yönetimiyle olan ilişkisine de dikkat çeken Rahman, Bangladeş halkının tepki gösterdiği konulardan biri olduğunu belirtti
Rahman, en son edindiği bilgiyi aktararak bu duruma şu örneklerle açıklık getirdi. Dün, “Hasina hükümeti, Bangladeş’in ikinci büyük limanını Hindistan ordusuyla anlaşarak Hindistan’a verdi.”
Bu olaylar başlamadan önce yapılan Hindistan tren hattının çok cüzi bir karşılıkla Bangladeş üzerinden geçirilmesini kabul etmesi de bir diğer örnekti.
Hasina’nın tek gücünün Hindistan olduğunu düşünen Bangladeşliler, son 3-4 yıldır protestolarını sandığa gitmeyerek gösterdiğini belirten Rahman, 7 ay önce yapılan muhalefetin boykot ettiği seçimde katılımın yüzde 5’lerde olduğunu fakat medyada fazla gösterildiğini belirtti.
Rahman sözlerinin sonunda, polisin öğrencilere yönelik şiddetini, Hasina’nın son 16 yıldır yaptığı işlerin meyvesini yediğini, kendi adamlarından istihdam ettiği polislerin bu şiddeti gerçekleştirdiğini ifade etti.