Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar’da düzenlenen Türkiye-Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Yüksek Düzeyli Stratejik Diyalog Dışişleri Bakanları 6. Toplantısı’nda konuştu. Küresel yönetişim mekanizmalarının mevcut sorunların çözümü konusunda etkisiz kaldığını vurgulayan Fidan,
“Bu çerçevede bölgesel işbirliği daha da hayati hale gelmiştir. Bölgesel sorunlara bölgesel çözümler geliştirilmesinin gerekliliğinin her zaman altını çiziyoruz. Filistin’deki savaşla ilgili olarak da bölgesel sahiplenmeyi güçlü bir şekilde savunuyoruz. Filistinli kardeşlerimiz için adil bir çözümün sağlanmasıyla başlayacak biçimde bölgede barış ve güvenliğin tesisi için daha yakın işbirliğimiz elzem olacaktır” dedi.
“Filistinli mahkumların maruz kaldığı insanlık dışı koşullar göz ardı edilemez”
İsrail’in Gazze’de barbarca suçlar işlerken bazı ülkelerin sessiz kaldığını vurgulayan Fidan,
“Buna bir son verilmesi lazım. Gazze’de katliam devam ederken Kudüs, Mescid-i Aksa ve Batı Şeria’daki durumu da unutmuyoruz. Filistinli mahkumların maruz kaldığı insanlık dışı koşullar ve muameleler de göz ardı edilemez. Hepimizi İsrail ve müttefikleri üzerinde baskı kurmak için elimizdeki tüm imkanları kullanmaya çağırıyorum. Bazı Batılı dostlarımızın unuttuğu uluslararası hukuk, insan hakları ve evrensel değerleri savunmak için saflarımızı sıklaştıralım” şeklinde konuştu.
Katar’ın kalıcı ateşkes sağlanması yönündeki çabalarını takdirle karşıladıklarını kaydeden Fidan,
“Ayrıca Mısır’ın insani yardımın girişi konusundaki kilit rolünü de memnuniyetle karşılıyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatı Arap Ligi Temas Grubu olarak Filistin’i tanıyan ve iki devletli çözümü destekleyen ülkelerin sayısını artırmayı başardık. Ateşkese yönelik haklı çağrılarımızı İsrail üzerindeki baskıyı artıracak güçlü somut adımlarla desteklemeliyiz” ifadelerini kullandı.
“Filistin’deki işgale karşı direniş zalimlerle mazlumlar arasında bir mücadele haline gelmiştir”
Türkiye olarak, Güney Afrika’nın İsrail’e karşı Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı davaya müdahil olduklarını söyleyen Fidan,
“İsrail ile tüm ticareti askıya aldık. Filistin’e destek amacıyla farklı uluslararası platformları devreye soktuk ve farklı bölgelerden ülkelerin sesi olduk. Gazze’nin yeniden inşasına katkıda bulunmaya hazırız. Ancak Gazze’yi yıkanlar ve yıkıma yardımcı olanlar da bu zararı tazmin etmelidir. Filistin’deki işgale karşı direniş artık İsrail ile Filistin arasında bir çatışma olmaktan çıkmış tüm dünyada zalimlerle mazlumlar arasında bir mücadele haline gelmiştir. Filistin Devleti’nin daha fazla ülke tarafından tanınması ve Birleşmiş Milletler’e (BM) tam üye olması, uluslararası hukukun, adaletin ve vicdanın gereğidir” ifadelerini kullandı.
Fidan,
“Hepimiz dikkatimizi ve enerjimizi Gazze’de akan kanı durdurmaya adamışken, Ukrayna, Sudan, Somali ve Yemen gibi farklı bölgelerdeki çatışmalar hız kesmeden devam ediyor. Kızıldeniz’deki gelişmeler, İsrail’in Gazze’deki katliamlarının durdurulmaması halinde çatışmaların yayılabileceği yönündeki uyarılarımızı ne yazık ki haklı çıkarmaktadır” diye konuştu.
Suriye’nin tırmanma eğilimi gösteren bir diğer riskli bölge olduğunu vurgulayan Fidan,
“Burada sürdürülebilir bir çözüme ulaşmak için bütüncül bir yaklaşım benimsenmesi şarttır. Suriye’de uluslararası toplum, DEAŞ’la mücadele veya sahte seçimler düzenlemek gibi farklı kisveler altında terörist ve ayrılıkçı gündemleri ilerletmeyi amaçlayan çabalara karşı özellikle dikkatli olmalıdır. Artık tüm paydaşların Suriye konusunda ortak duruşlarını ortaya koymalarının ve daha geniş bir koordinasyon içinde hareket etmelerinin zamanı gelmiştir” dedi.
Türkiye’nin Körfez bölgesine açılan kapısı olan Irak’ın uzun süredir devam eden çatışma ve istikrarsızlıkların yol açtığı sorunları yavaş yavaş aştığını kaydeden Fidan,
“Irak, bölgesel işbirliğinin nasıl üstel sonuçlar doğurabileceğini gösteren iyi bir örnektir. Kalkınma Yolu Projesi, bu olumlu gündemin iyi bir örneğidir. Hepinizi bu stratejik projeye katılmaya davet ediyoruz. İran’la ilgili gelişmeler de bölgemizin istikrarı açısından önemlidir. Çin ile ABD arasındaki rekabet ve Rusya-Ukrayna savaşı bölgemiz üzerinde ilave jeostratejik yükler oluşturmaktadır” şeklinde konuştu.
“Türkiye ile KİK ülkeleri arasındaki toplam ticaret hacmi 31 milyar dolar”
Türkiye’nin Körfez ülkeleriyle ilişkilerine özel önem atfettiğini ifade eden Fidan,
“Ortak çabalarımız neticesinde ilişkilerimizde bugün geldiğimiz nokta memnuniyet vericidir. İlişkilerimiz her alanda güçlenmeye devam ediyor. 2023 yılında Türkiye ile KİK ülkeleri arasındaki toplam ticaret hacmi bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 40 artarak 31 milyar dolara ulaştı. Son 20 yılda ticaret hacmimizde 16 kat artış olmuştur” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin Körfez ülkeleri için en önemli turizm noktalarından biri olduğunu belirten Fidan,
“Geçtiğimiz yıl 1,5 milyondan fazla Körfez vatandaşı ülkemizi ziyaret etmiştir. Finanstan teknolojiye, savunma sanayiinden sağlığa, eğitimden kültüre kadar birçok alanda verimli işbirlikleri gerçekleştirilmiştir. Tüm bu alanlarda daha büyük işbirliği potansiyeli mevcuttur. İkili ilişkilerimizi güçlendirirken, Körfez İşbirliği Konseyi ile kurumsal işbirliğimizi geliştirmeye de önem veriyoruz” diye konuştu.
Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aralık ayında Doha’da düzenlenen 44. KİK Zirvesi’ne katılmasının ilişkilerde önemli bir dönüm noktası olduğunu vurguladı. Fidan,
“KİK Zirvesi’nden birkaç hafta sonra Sayın Cumhurbaşkanımız Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Umman vatandaşlarına vize muafiyeti tanıyan bir kararname yayımladı. Böylece tüm KİK ülkelerinin vatandaşları Türkiye’ye seyahatlerinde vizeden muaf tutulmuş oldu” dedi.
Mart ayında Türkiye-KİK Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerini yeniden başlatmaya karar verdiklerini kaydeden Fidan,
“Uzun bir aradan sonra bugün Altıncı Bakanlar Toplantısını gerçekleştiriyoruz. Başta Türkiye-KİK Ortak Eylem Planının uzatılması olmak üzere bugün alacağımız kararların hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum” şeklinde konuştu.Bölge ülkeleri olarak ekonomi, ticaret, güvenlik ve bilimsel çalışmalar gibi birçok alanda daha üst düzeyde bir entegrasyona ulaşmak ve birlikte ilerlemek için daha güçlü bir ittifak içinde olmamız önemlidir. KİK, bölgesel bir işbirliği mekanizması oluşturmanın meyvelerini topluyor. Diğer bölgesel örgütlerle işbirliği yapabilecek daha büyük ve daha etkili bir mekanizma oluşturmanın zamanı gelmiştir” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin çeşitli sektörlerde farklı yatırım fırsatları sunduğunu söyleyen Fidan,
“Türkiye’de ortak girişimler ve sanayi üsleri kurmaya odaklanabiliriz. Ekonomik gelişmişlik seviyemiz göz önüne alındığında daha iyi bir ekonomik entegrasyon için bir adım daha ileri gidebilir ve bölgesel ittifakımızı geliştirebiliriz. Körfez İşbirliği Konseyi’nin diğer bölgesel örgütlerle ilişkilerini geliştirmesi barış, istikrar ve refaha önemli katkılar sağlayacak, bölgemizde ve ötesinde ticareti ve bağlanabilirliği güçlendirecektir” diye konuştu.
“KİK, FETÖ’yü terör örgütü olarak tanıyan ilk uluslararası kuruluş”
KİK ile Türk Devletleri Teşkilatı arasındaki üst düzey temasları memnuniyetle karşıladıklarını belirten Fidan,
“Bu temasların kurumsal bir çerçevede daha da güçlendirilmesini destekliyoruz. Önümüzdeki dönemde Türkiye ile Arap Ligi arasındaki işbirliği ve koordinasyon mekanizmalarını yeniden canlandırmaya hazır olduğumuzu ve bu konuda desteğinizi beklediğimizi vurgulamak isterim. Bu vesileyle, KİK’in 2016 yılındaki hain darbe girişiminin ardından FETÖ’yü terör örgütü olarak tanıyan ilk uluslararası kuruluş olduğunun altını çizmek isterim” dedi.
Geçtiğimiz yıl Türkiye’de meydana gelen depremin ardından gösterdikleri güçlü dayanışma için Konsey’e teşekkür eden Fidan,
“Bu toplantının ilişkilerimizi daha da geliştirmeye yönelik güçlü siyasi iradeyi teyit ettiğini görmekten memnuniyet duyuyorum. Bugünkü toplantının bu ortak hedefe katkıda bulunacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.