AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde düzenlenen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken kameraların karşısına geçerek gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Hamas'ın saldırılarının ardından İsrail'in Gazze'de katliam yaptığına işaret eden Çelik "Gazze bütün insanlığın sınav verdiği bir yer haline gelmiş durumda" dedi.

"BATILI HÜKÜMETLER FİLİSTİN'E DESTEK YÜRÜYÜŞLERİNİ ENGELLEMEYE ÇALIŞIYOR"

Ölen Filistinli sayısının 5 bine yaklaştığını, bunun yarısının çocuk olduğunu ifade eden Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle:

  • -Kadın ve masum insanlar günlerdir bombalanarak hayatlarını kaybediyorlar. Yaralıların tedavi edilmesi için herhangi bir sağlık altyapısı olmadığı için Gazze, facia üzerine facia eklenerek bütün insanlığın sınav verdiği bir yer haline gelmiş durumda. İnsan hakları örgütlerinin bunu soykırım olarak adlandırmaya başlamış olması bütün insanlık için aslında bir uyarı işareti.
  • Bütün bunlar olurken Batılı hükümetler ne yapıyorlar? Batılı hükümetler, Filistin'e destek yürüyüşlerini engellemeye çalışıyorlar, Filistin bayrağını suç unsuru haline getirmeye çalışıyorlar. Allah'tan Batı'nın pek çok ülkesindeki başkentlerde vicdanlı insanlar soyluluk, asalet göstererek mazlum insanların yanında olduklarını ifade eden büyük yürüyüşlere imza atıyorlar. Belki de bu hükümetlerle dünya halkları arasındaki en büyük ayrışmalardan biri bu şekilde yaşanmış oluyor.

"BÖLGESEL ÇATIŞMAYI TETİKLEYEBİLECEK PROVAKASYON"

  • Batılı liderler de İsrail'i düzenli olarak ziyaret ediyor, "İsrail'in kendini savunma hakkı var" cümlesini kuruyor. Egemen her devletin kendini savunma hakkı var.
  •  İsrail'in kendini savunma hakkı, savunmasız sivillerin üzerine bomba yağdırma, bütün bölgeyi içine sürükleyeceği bir bölgesel çatışmayı tetikleyebilecek büyük bir provokasyona imza atmak değildir. Batılı liderlerin İsrail'in kendini savunma hakkından bahsederlerken aynı zamanda da Filistinli çocukların, masum sivillerin yaşama hakkından ve Gazze'nin insanlığın gözü önünde yok edilme çalışmasına karşı herkesin durması gerektiğinden de bahsetmeleri gerekir. Bugün sadece İsrail'in kendini savunma hakkından bahsedip bu cümleyi yalnız başına bırakmak 'İsrail'e sen daha çok katliam yap, cinayet işle' demekten başka bir anlama gelmemektedir.

"BU KADAR İNSANIN ÜZERİNE BOMBA YAĞDIRMAYA KİMİN HAKKI VAR"

  •  İsrail, Gazze'yi insansız toprak parçası haline getirme peşinde. Kara harekatı hem insani hem de bölgesel bir çatışmayı tetikleme açısından korkunç sonuçlar doğuracaktır. Kara harekatına odaklanmışken şu an bile devam eden hava harekatının bundan daha az korkunç sonuçlar doğurduğunu söylemek mümkün değil.
  •  Kara harekatının korkunçluğundan bahsederken şu anki hava harekatlarının ortaya çıkardığı facianın normalleşmemesi lazım. Kendisine yapılan saldırıya karşılık verirken 2 milyona yakın sivilin, yaklaşık 1,1 milyonunun yaşadığı Gazze'nin kuzeyini bu şekilde bombalamaya kimin hakkı var? Bu kadar insanın üzerine bomba yağdırmaya kimin hakkı var? Tüm dünya Gazze'ye insani yardımı konuşurken İsrail ise Gazze'yi insansız toprak parçası haline getirme peşinde. Herkes insani yardımdan bahsederken İsrail'in, Netanyahu hükümetinin ne yapmak istediğini görmek bakımından düşünülmesi gereken budur.

"ÇÖZÜM ASKERİ DEĞİL SİYASİ"

  • Sorunun çözümü askeri değil, sorunun çözümü siyasidir. Çünkü bugünkü çatışmaları ortaya çıkaran tablo, bundan önceki çatışmaları da ortaya çıkaran tablo bu işgalin neticesi olarak gündeme gelmiştir.  İşgal sona ermeden iki devletli, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin devleti kurulmadan bu meselenin herhangi bir şekilde çözülmesi mümkün olmayacaktır.
  • Devletler, örgütler gibi hareket etmeye başlarsa bunun arkasında herhangi bir şekilde kimsenin huzur içinde yaşayacağı bir uluslararası düzen kalmaz. Onun için derhal ateşkes ilan edilmeli, çatışmalar durmalı insani yardımlar en güçlü bir şekilde bölgeye herhangi bir miktar kısıtlaması olmadan bölgenin insani ihtiyaçlarını tam karşılayacak şekilde girmeli ve sivil rehineler serbest bırakılarak siyasi çözüm için ilk adımlar atılmalıdır.

"BAHÇELİ'NİN HASSASİYETİNİ ŞÜKRANLA KARŞILIYORUZ"

  •  (Bahçeli'nin Gazze'ye ilişkin açıklamaları) Sayın Bahçeli'nin Gazze konusundaki insani, vicdani ve siyasi hassasiyetini şükranla karşılıyoruz. Burada bütün insanlığın şu anda dikkatinin odaklandığı bu yer, aynı zamanda bizim tarihimizin ve milletimizin duygularının da çok güçlü bir parçası. Tarih boyunca böyle oldu, bugün de böyle ama şimdi birileri çıkıp da 'bizim bu coğrafyayla ilgimiz yokmuş, bizim Filistin davasıyla bir ilgimiz yokmuş' gibi birtakım açıklamaları temelsiz bir şekilde herhangi bir dayanağı olmadan yapabiliyor. Sayın Bahçeli'nin ortaya koyduğu insani, vicdani siyasi yaklaşım tabii ki takdire şayandır. Bu konuda bir ayrımız, gayrımız yoktur.

İSVEÇ'İN NATO ÜYELİĞİ

  • (İsveç'in NATO'ya katılım protokolü) Meclis'e gönderilmesi, siyasi iradenin tasarrufu ama Meclis'in geçmesi, geçip geçmemesi yüce meclisin tasarrufu olacaktır. Dolayısıyla yüce Meclis bunu değerlendirecektir. Meclis Başkanımız Türkiye'ye döndükten sonra komisyona gönderildiğini ifade etti.
  •  F-16 konusunda da İsveç'in bu terör örgütlerine karşı attığı adımlar konusunda da ilerlemeler var. Bunları kaydediyoruz. Tabii sıkıntılı gördüğümüz durumlar da var ama sonuç olarak bunu takdir edecek olan yüce meclistir. Meclis Başkanı'mızın komisyona göndermesi, komisyonda bunun tartışılmasıyla birlikte ortaya çıkacak tabloyla takvim işleyecek. Bunlar gerçekleşmeden takvim konusunda şu anda bir şey söyleyemiyoruz.

YEREL SEÇİMLER

  • Yerel seçim) Şu ana kadar bir kamp değerlendirmesi yapmadık. Bildiğiniz gibi uluslararası gündem yoğun. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın çok yoğun bir mesaisi var. Kasım ayı da çok yoğun bir şekilde geçecek. Tabii milletvekillerimizle buluşma için başka imkanlarımız da var. Adayla ilgili kriterlerimiz zaten belli. Bu kriterlerin birtakım ilkeler temelinde ahlaki temelde olanları var, birtakım da siyasi temelde olanları var. Dolayısıyla süreç başladığında bu kriterler hassasiyetle uygulanacak.