Ana Sayfa Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ramazan Gürdal
Ramazan Gürdal
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

AĞA, DAYI, ŞEYH, DİREKTÖRLÜĞÜNDE SİYASET

Şark insanı birlik ve beraberlik içerisinde yaşam sürmeyi bu doğrultuda içtimai yapı da kalkınmayı şiar edinmiş bir toplumdur. Nasıl ki her toplumun, her kavmin, kendine göre örf ve ananeleri varsa Şark’ta yaşayan her bireyinde tabi olduğu ve kabul gördüğü bir lideri vardır. Liderinin çizmiş olduğu bir yaşam algısı ve yaşama nizamı onların yaşam dünyasının merkezindedir. Bireyler önderlerinin çizmiş olduğu perspektifte yaşamayı bu doğrultuda sosyal tabakada yer edinmeyi, daha çocuk yaşlarda mevcut bulundukları meclislerde aldıkları sözlü ve fiili emirlerle zihin dünyalarında inşa etmeye başlamaktadırlar.

Asırlardır bu düzen böyle devam etmekten öteye gitmemiş sadece şekil ve kılıflar değişmiştir. Özellikle Cumhuriyet öncesi devirde köylerde bulunan ağaların toprak üzerindeki yetkisi küçük aile mensupların özel hayatını dahi etkilerken merkez İstanbul da ve bölge valileri üzerinde de etkin olmuşturlar. Cumhuriyet ile değişim sürecine giren yönetim ilkeleri sadece lafızlarla değişime uğramış mevcut düzen ise devam etmiştir. Köy yerindeki ağanın gücü siyasi ve sosyal platform adıyla Ankara’ya taşınmış köy yerindeki işçi veyahut galiz üslupla “maraba”  ise meclislerde “yeğenler” olarak atfedilmiştir. Ağa zamanla “Dayı” olarak anılmaya başladıkça Şark’taki işlerde Ankara’daki dayılar aracılığı ile çözülmeye başlamıştır.

Siyasetin merkezinde bulunan bölgesel toprak ağalarının tekelleşen gücü Cumhuriyet dönemiyle daha da terakki etmiş bu resmi güç ise alt tabakaya karşı sopa olarak kullanılmıştır. Ağanın veyahut diğer adıyla dayının gücüne karşı bitkin düşen bölge halkı sığınak olarak kanaat lideri ve inanç noktasında söz sahibi olan bölgenin aynı zamanda dini lideri olan Şeyh’e yakınlaşma güdüsünü de hiç kaybetmemiştir.

Ağadan yani dünyevi yapıda söz sahibi olan şahıstan dahada üstün kabul gördükleri manevi alem rehberi olan bölge liderleri Şeyh’ler, bölge halkının sorunlarına kucak açıyor olsa da zamanla Şeyh’ler arasındaki siyasi kavga da zorda olan bölge halkını dahada zor duruma düşürmektedir. Şark’ta Şeyh’in yeri ve konumu muhakkak tartışmaya kapalı iken Şeyhler içerisinde samimiyeti sabit olan ve bu doğrultuda toprak sahiplerine dahi inancı gereği boyun eğmeyen Şeyhlerin ise yalnız kaldığı ve zayıf düştüğü de bilinmektedir. Gücün yani meta olarak varlık sayılarının diğer kişilerden üstün konumda olan bireylerin, almış oldukları adlar onların halk üzerinde kabul gördükleri kimlikleri olmuştur.

Günümüzde yukarıda bahsetmiş olduğumuz temel yapının hem bölgesel hem de yerel bakımdan gücünün ve varlığının sürüyor olması mevcut bölge sorunlarını aslı kaynağıdır. Ağa’nın, dayı olması Şeyh’in İmam olması siyasi yapıdaki dağılımı değiştirmediği gibi gücün resmi olarak tekelleştiğinin birer örneğidir. Cumhuriyetle birlikte kurulan devlet daireleri ile orada bulunan kadrolu elemanlar alt kademede çalışan hizmetli personeller, her biri Ağa’nın pardon dayı’nın veyahut Şeyh’in referansı ile iş bulan şahıslardır. Peki referansın toplum içinde karşılık buluyor olması bizlere neyi çağrıştırmakta?

Referans böylelikle güven demek yanı benden olduğuna şahitlik etmenin diğer adıdır. İşi verende işte çalışanda hatta siyasi partilerde aday çıkacak olan mebuslar da referanslarla kendilerini güvende hissettikleri aşikardır. 2000’li yılların Türkiye’sinde yerel medyanın ve ulusal medyanın dahi bu sistemin bir parçası olduğuna tüm Türkiye şahitlik etmiştir. Bölgelerde kurulan merdiven altı gazete dükkanları zaman zaman çıkan mecmualar hem doğuda hem batıda kendini göstermeye başlamıştır.

Yine sahnede ağa pardon dayı veya Şeyh ön planda olmuştur. Kurulan gazete birimlerinde kendi reklamlarını kendi isimlerini şanına ve yüceliğine yakışan tavırlarla ilk sayfaya bastırmaları işlerini daha da profesyonelce yaptıklarına delildir.

Ağa kurduğu şirketle artık “Bey” unvanına kavuşarak şirketleşmiş ve artık köyden değil şehrin merkezinde halkını fabrika aracılığı ile sömürmeye aday olmuştur. Siyaseti de elden bırakmayan ağa hem sol hem de sağ partide varlık göstermek adına farklı kimliklerle gezmeye başlamıştır. Görüldüğü üzere değişim ve dönüşüm her zaman diliminde farklılık gösterirken bölge halkı da bunlara çabuk adapte olurken sistem hiç değişmemiş ve değişmeyecektir. Oysa ki meclis kürsülerinde konuşan yine ağa, şehir merkezinde dayılık yapanda yine ağaydı.

Ağayı var eden yerel halk ise yine ağadan medet ummaktadır. Ne yazık ki siyaset güce tabi iken gücün altında ezilen halk bu durumda şikâyetçi olsa da günün sonunda ağam sen çok yaşa demesini ihmal etmiyor pardon dayı iyi ki varsın deyip kucaklamaktan öteye gidemiyor… Vah ki ne vah…

YORUMLAR

Bir adet yorum var

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir