Dünya

Uzaylılar ABD'ye mi saldıracak?

“Tanımlanamayan Anormal Olayların” ülkesi Amerika’da tanımlı, somut delillerle ispatlı binlerce olay son günlerde konuşulan UFO gündemi kadar konuşulsun istenmedi. Üstelik bu konu “ulusal güvenlik” gerekçesiyle yeryüzünde savaşların müsebbibi olan ülkede yine aynı gerekçeyle en üst düzey resmi makamda kamuoyuna sunuldu.

Abone Ol

HABER MERKEZİ - HABER ANALİZ

ABD Temsilciler Meclisi’nde 13 Kasım’da “Tanımlanamayan Anormal Olaylar (UAP): Gerçeği Açığa Çıkarma" başlıklı bir oturum düzenlendi.

Eski hükümet yetkilileri, bilim insanları ve ihbarcıların bir araya geldiği oturumda, UAP karşılaşmalarına dair kanıtları, hükümetin gizliliğini ve bu gizemli nesnelerin ulusal güvenlik üzerindeki etkilerini tartıştılar.

Hükümetin UAP'ler hakkında bildiği veya gizlediklerini ortaya çıkarma amacıyla Kongre’de Temmuz 2023'te de bir oturum daha düzenlenmişti. O oturum, bu hafta Temsilciler Meclisi’ndeki oturumun gerçekleşmesi için gösterilen kararlılık olarak gösterildi.

Bu kapsamda, UAP'lerle ilgili “şeffaflık çabaları” hem ulusal güvenlik hem de halkın bilgi edinme hakkı perspektifi çizildi.  

Siyasiler ve uzmanlar, oturumun tüm soru işaretlerini gidermesini beklemese de kamuoyunun merakını gidermek ve hükümetin gizliliğine ilişkin uzun süredir devam eden endişeleri kaldırmak için önemli bir adım olarak görüyor. 

Havada garip nesneler gördüğünü iddia eden tanıklar

ABD basını, oturumu hem bilimsel hem de siyasi boyutlarıyla ele aldı.

Bazı yayın organları, bu tür olayların ulusal güvenlik açısından tehdit oluşturabileceğini ve şeffaflığın artırılabileceğini vurguladı.

Atlantic gibi kaynaklar, halkın uzaylı temasına daha fazla ilgi gösterdiğini belirtirken, Politico ve The Washington Post gibi medya organları, Cumhuriyetçilerin ve Demokratların ortak bir şeffaflık talebinin üzerinde birleştiğini belirtti.

Tanıkların, özellikle aralarında eski istihbaratçı Luis Elizondo ve Donanma pilotu David Fravor gibi isimlerin iddialarına basında genişçe yer verildi.  

Eski Pentagon yetkilisi Luis Elizondo, “ABD hükümetinin gizli UAP araştırma programlarına dahil olduğu” iddialarını yineledi. Elizondo, “hükümet kurumları içinde aşırı gizlilik kültürünü tanımladı ve UAP'ler hakkında ifşa edilmeyen bilginin ulusal güvenlik riskleri” oluşturabileceğini öne sürdü.

Eski Donanma Pilotu David Fravor 2004’teki "Tic Tac" adı verilen bir nesneyle karşılaşmasını anlattı. Fravor’un iddiasına göre görüldüğü iddia edilen nesneler, bilinen hiçbir teknolojik aygıtla yapılamayacak şekilde hızlanıyor ve manevralar sergiliyordu.

ABD Donanması’ndan emekli Tuğamirali Tim Gallaudet, donanma personelinin UAP karşılaşmalarına ilişkin ikna edici açıklamalarda bulunduğu iddiasını paylaştığı konuşmasında, “donanma gemilerinin akıl almaz hızlarda hareket eden ve fiziğe meydan okuyan manevralar sergileyen, akıllıca kontrol edilen nesneler tarafından takip edildiği" bildirilen olayları anlattı.

Gallaudet'e göre, “bu karşılaşmalar, askeri personelin bu gelişmiş araçlar ve niyetleri konusunda belirsizliğini koruması nedeniyle ABD savunmalarındaki olası zayıflıkları gösteriyordu.”

UAP şekilleri ve hareketleriyle ilgili tanıkların, insan yeteneğinin çok üstünde bir teknolojiyle donatıldığı iddialarının yer aldığı anlatıları, kamuoyunda uzun süredir devam eden tartışmaları daha da alevlendirdi.

Pentagon ve NASA bilimden yana

NASA’da eski bir yönetici yardımcısı olan Michael Gold, UAP'leri incelemede şeffaflık ve bilimsel katılıma ihtiyaç olduğunu vurgularken, “daha fazla açıklığın kamu merakını gidereceğini ve fenomenin bilimsel olarak anlaşılmasını teşvik edeceğini, potansiyel olarak yeni teknolojik içgörülere yol açacağını” savundu.

Gold’un bu söyledikleri, “gizliliğin kamu güvensizliğini teşvik etme ve gerçek araştırmayı engelleme riski taşıdığı” fikrinde olanlar tarafından desteklendi.

Pentagon, NASA eski çalışanının aksine UAP raporlarının çoğunlukla yanlış tanımlanmış insansız hava araçları, sınıflandırılmış askeri projeler veya bilinen hava nesneleri olduğunu savunuyor.

Pentagon'un Tüm Alan Anomali Çözüm Ofisi de (AARO), uzaylı araçları içeren dünya dışı teknoloji veya tersine mühendislik programlarına dair doğrulanmış bir kanıt olmadığını belirterek bir karşıt görüş sundu.

 AARO'ya göre, bu inançların çoğu doğrulanmış kanıtlardan yoksun.

Ancak ofisin bu yanıtı kamuoyunun ilgisini ya da şüphelerini yatıştırmak için pek işe yaramadı.

Bilim insanları ve bazı analistler, bu tür sonuçların henüz kayıtlı bir temele oturtulmadığını ve daha çok spekülasyon yaratacağını belirterek, gözlemlenen olayların dünya dışı varlıklar olmadığını; algı hataları, bilinmeyen doğal fenomenler ya da insan yapımı ileri teknolojilerle açıklanabileceğini savunuyor.

Ayrıca, konuyla ilgili şeffaflık çağrılarını, “halkla ilişkiler stratejisi” olarak kullanıldığı eleştirisini de dile getiriyor.

Dünya basını temkinli yaklaştı

ABD gündeminde günlerdir süregelen bu gündem genel olarak bilim ve siyasi ilişkilere odaklanan dünya basınında oturumların spekülasyona açık olduğu konusunda ortak görüş sergilendi.

İngiltere'deki The Guardian ve BBC’nin yer aldığı Avrupa’nın önde gelen basını, ABD'nin şeffaflık çağrılarının yanı sıra bilimsel kanıtların eksikliğine vurgu yaptı.

Asya basınının önde gelen yayın organı Indian Express, ABD'nin bu oturumlarıyla kamuoyunun ilgisini artırdığını, ancak gerçek anlamda somut olarak ulaşılmasının zor olduğunu belirtti.

Latin Amerika basını ise normalde ABD'nin kazandığı uluslararası itibarını güçlendirme çabası olarak yorumladı.

Özellikle Meksika'daki UFO girişleri, ABD'deki tartışmalarla karşılaştırıldı. Meksika Kongresi'nde sunulan ve dünya dışı olduğu iddia edilen "uzaylı kalıntılar" tartışmasına yol açtı, ancak bu tür sunumlar bilimsel açıdan sorgulandı.

Bu bağlamda, ABD'nin şeffaflık kampanyaları, bölgedeki medya tarafından genellikle olumlu ancak temkinli olarak değerlendirildi.

Bilim dünyasının genel olarak şüpheci ve kanıt odaklı bir yaklaşım sergilediği UFO/UAP konusunda çoğu bilim insanı, “fiziksel yasaların bozulması” konusuna önem veriyor ve daha çok bu konuya dikkat çekiyor.