ABD Kongresi'nin UCM'ye yaptırım uygulama yönündeki baskısına yanıt olarak, Belize, Bolivya, Şili, Kolombiya, Honduras, Namibya, Senegal, Güney Afrika ve Malezya'dan oluşan dokuz ülke, uluslararası hukuk kurumlarının meşruiyetini ve bu kurumların kararlarını savunmak için “Lahey Grubu” denilen bir koalisyon oluşturuyor.
İSRAİL’İN ULUSLARASI YASALARI İHLALLERİNE TEPKİ
Bu girişim Uluslararası Ceza Mahkemesi ile Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) Gazze ve Ukrayna'daki çatışmalara ilişkin davalarda yetkilerine yönelik ciddi zorluklarla karşı karşıya kalması üzerine geldi.
İlerici Enternasyonal tarafından düzenlenen toplantı öncesi, sol örgütün koordinatörlerinden Varsha Gandikota-Nellutla, açıklama yaparak, "Lahey Grubu zorunluluktan doğdu" dedi.
Malezya Başbakanı Enver İbrahim de "İsrail'in ihlalleri Filistinlilere yönelik kitlesel katliam ve zulmün ötesine geçiyor. Bunlar, küresel toplumun savunmakla yükümlü olduğu uluslararası hukukun temellerine saldırıyor." İfadelerini kullandı.
“İSRAİL HESAP VERMELİ”
Lahey Grubu ülkeleri, UCM'ye ev sahipliği yapan Hollanda'da bir araya gelerek, Gazze’de savaş devam ederken uluslararası hukuku ve Filistin haklarını destekleyen ulusal ve uluslararası düzeyde kolektif eylemi görüştüler.
Bu görüşmeler, Belize ve Bolivya'nın İsrail ile diplomatik ilişkileri kesme kararı da dahil olmak üzere bu ülkelerin daha önce yaptığı eylemlerin üzerine inşa ediliyor.
Grubun cuma günü yayınladığı sonuç bildirisinde, Lahey Grubu üyeleri, Gazze'de iddia edilen savaş suçları nedeniyle İsrail'in hesap vermesi çağrılarını yineleyen ortak bir bildiri yayınladı.
Lahey Grubu da Filistinlilerle dayanışma içinde olduğunu ifade ederek Filistin devletinin kurulmasına destek verdi.
Açıklamada, "Bütün devletleri, İsrail'in Filistin Devleti'ndeki işgaline son vermek için mümkün olan her türlü eylem ve politikayı uygulamaya davet ediyoruz" denildi.
İSRAİL’E KARŞI TEPKİ VE YAPTIRIMLAR
Ocak 2024'te Şili, Filistin'deki durumu Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne taşıdı ve İsrail'deki büyükelçisini geri çağırdı.
Kolombiya, İsrail'le diplomatik ilişkilerini kesmesinin yanı sıra, silah alımını ve kömür ihracatını da askıya aldı.
İsrail ile diplomatik ilişkisi olmayan Honduras, İsrail'in Filistinlilere yönelik soykırımını sürekli olarak kınarken, Malezya, İsrail bayraklı tüm gemilere limanlarını kapatma kararı aldı.
Namibya, İsrail'e askeri sevkiyat yapan bir gemiyi engelledi. Ayrıca Uluslararası Adalet Divanı'ndaki soykırım davasında İsrail'i destekleyen Almanya'nın tutumunu kınayarak, Güney Afrika'nın çabalarına destek verdi. Berlin'in 1904-1908 yılları arasında Namibya'da gerçekleştirdiği Herero soykırımıyla paralellik gösterdiğini belirtti.
Senegal, Filistinlilerin haklarını desteklemek amacıyla "daha somut adımlar" atacağının sözünü verdi.
Güney Afrika, İsrail'in Soykırım Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanı'nda dava açarak önemli bir hukuki emsal oluşturdu.
Güney Afrika Uluslararası İlişkiler ve İşbirliği Bakanı Ronald Lamola, ortak bir bildiride, "Eylemlerimiz cezalandırıcı değil. Bunlar önleyici nitelikte, uluslararası hukuka uyumu sağlamak ve savunmasızları korumak için tasarlandı" dedi.
HİÇBİR ULUS HUKUKUN ÜSTÜNDE DEĞİLDİR
"Lahey Grubu'nun oluşumu, istisnacılığa ve uluslararası hukukun daha geniş çaplı aşınmasına karşı küresel tepkide bir dönüm noktasıdır. Açık bir mesaj gönderiyor: Hiçbir ulus hukukun üstünde değildir ve hiçbir suç cevapsız kalmayacaktır."
Grubun amacının Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'e karşı açtığı davayı geliştirmek olduğu belirtildi.
Namibya Adalet Bakanı Yvonne Dausab, "75 yıl önce bir daha asla dünyanın zulüm görmeyeceğine dair söz verenler buna seyirci kalamaz" dedi.
"Kimin kurban olduğuna bakmaksızın hayatları koruma konusunda seçici olamayız ve olmamalıyız. Tüm hayatlar önemlidir. Filistinlilerin hayatları önemlidir."
Grubun ana hatlarını çizdiği adımlar, Batı'nın uluslararası hukuk konusunda uyguladığı çifte standartlar olarak algılanan hususlar karşısında Küresel Güney'de giderek artan hayal kırıklığını yansıtıyor.
SİNN FEİN'DEN DESTEK
İrlanda siyasetindeki önemli hareketlerden Sinn Fein’in Ulusal Başkanı Declan Kearney de dokuz ülkeden oluşan bloğu desteklemek için Lahey'e gitti.
Kearney, ziyaret öncesinde yaptığı açıklamada, Lahey Grubu'nun kurulmasının, İsrail’in Filistin halkına yönelik işlediği “soykırım, işgal, apartheid ve etnik temizlik” uygulamalarına karşı uluslararası koordine edilecek devlet eylemlerinin geliştirilmesinde bir dönüm noktası olduğunu belirtti.
KÜRESEL EYLEM PLANLARI
İsviçre’de mart ayında Cenevre Sözleşmesi'ni imzalayan 196 ülkenin katılımıyla bir konferans düzenleneceği bildirildi.
Haziran ayında da New York'ta iki devletli çözümün görüşüleceği bir konferans daha planlandı.
Ayrıca BM Genel Kurulu, işgalci güç olarak İsrail'in yükümlülükleri, özellikle insani yardım çabaları konusunda Uluslararası Adalet Divanı'ndan acil bir danışma görüşü sunmasını talep etti.
Eleştirmenler, bu tür karşı önlemlerin sınırlı kaldığını, İsrail'in rutin olarak UAD ve UCM kararlarını dikkate almadığını savunuyor.
ABD’NİN TUTUMU
Eski Başkan Joe Biden döneminde ABD, İsrail'in Gazze'de on binlerce Filistinliyi katletmesine neredeyse sınırsız askeri ve diplomatik destek verdi; bu da İsrail'in uluslararası hukuku hiçe saydığının göstergesi oldu.
Yeni Trump yönetimi, göreve başlamasının ilk 10 gününde aldığı kararlarla önceki hükümete göre daha fazla İsrail yanlısı olacağının sinyalini verdi.