Burdur’da bir emekli öğretmen, 35 yıldır Teke yöresinin vazgeçilmez çalgısı olan kabak kemane yaparak bu kültürü gelecek nesillere öğretmek için uğraş veriyor. Kabak kemanenin satış fiyatı bin 750-2 bin TL arasında değişiyor.

Türk halk müziğindeki telli, yaylı ve deri kapaklı sazların tek örneği olan kabak kemane, Orta Asya’dan Anadolu’ya gelmiş en eski Türk çalgılarından biri olma özelliğini taşıyor. Kabak kemane, Türkiye’de özellikle Batı Anadolu’da, Ege Bölgesi’nde yaygın olarak kullanılan bir saz türü. Kabak kemane, rebap (Güneydoğu Anadolu’da rubaba, Hatay yöresinde hegit) ve ıklığ gibi adlar ile biliniyor. Orta Asya Türkmenleri’nin gijek adını verdiği ve Azerbaycan halk müziğinde kemança adıyla kullanılan çalgı da aynı kökten geliyor.

Burdur’da yaşayan emekli öğretmen Tahsin Yarar (66), 35 yıl önce dinlediği bir türküde duyduğu kabak kemane sesinden etkilenerek bu çalgıyı yapmaya başlamış. Bir merak olarak başladığı kabak kemane yapımını daha sonra profesyonel olarak yapmaya başlayan Yarar, Ege Üniversitesi Çalgı Yapımı bölümüne müracaat edip, saz üstatlarını dinleyerek kendini geliştirmiş. Kabak kemanenin yanında bağlama, cura, ıklığ ve sipsi yaparak bu çalgıları çalma konusunda kendini geliştiren Tahsin öğretmen, bu çalgıların yapımını artık gelecek nesillere aktarmak için uğraş veriyor.

Kabak kemane; saz teknesi, sap, burgu kısmı ve tel takozundan oluşuyor. Su kabağından yapılan kabak kemane, ilk başlarda üç telli olarak yapılıyordu. Daha sonra dördüncü tel takılarak kabak kemaneye bir oktav daha kazandırıldı.



"Kabak kemane bir yörük çalgısıdır"

Kabak kemanenin nereden geldiğini anlatan Tahsin Yarar, "Kabak kemane bir yörük çalgısıdır. Bu çalgının asıl atası ’ıklığ’dır. Çobanın dağda gezerken bulabildiği malzemelerle yaptığı bir çalgıdır. Yay kısmı bir çubuktan yapılıyor. Atın kuyruğundaki kılları takarak yay haline getiriyor. Kabak kısmına hayvanların yürek zarını takıyor. Oldukça sağlam, ince olduğu için en uygun malzeme bu. Günümüzde ne kadar suni deri veya cam takılsa da bunun verdiği lezzeti vermiyor. Sap kısmını da yüksek yerlerde yetişen sedir ağacından yapıyor. Tel kısmı ise kirişten oluşuyor. Yüksek kesimlere çıkıldıkça bu yaylar hayvansal malzemelerle yapılıyor ama sahile inildikçe metal teller kullanılıyor. Bu da şu anlama geliyor; yaylalarda, yörük yaşayışında metale yer yok, her şey doğal. Bu yüzden tadı da farklı oluyor. Yörük yaylı sazları çalmış, zamanını değerlendirmiş, duygularını ifade etmeye çalışmış. Dağda gezerken hayvanları yamaca sürdükten sonra sadece oturuyor, bakıyor. O zaman ya ıslık çalacak ya da bir alet bulup onunla oyalanacak. Etrafında gördüğü malzemeleri kullanarak bu çalgıyı bulmuş. Duygularını bu çalgı ile ifade edebilmiş. Gurbette gurbet havaları çalmış, coşkulu ise coşkulu havalar çalmış; her türlü duygusunu bununla ifade edebilmiş. Biz de bu geleneği gençlerimize aktarabilmek, gençlere yön verebilmek adına böyle bir misyonu üstlendik. Bunu devam ettiriyoruz" dedi.



Yaptığı el emeği çalgıları yurdun her yerine gönderiyor

Bahçesinde yetiştirdiği su kabaklarını evinin altına açtığı atölyesinde bir sanat eserine dönüştüren Tahsin Yarar, yaptığı kabak kemaneleri sipariş üzerine bunları ülkenin her yerine gönderiyor. Kabak kemanenin yanında bağlama, cura, sipsi de yapan Yarar, "Hem yurt içi hem yurt dışı olmak üzere birçok yerden yaptığım çalgıları görüp sipariş veriyorlar, biz de elimizden geldiğince yaparak bu çalgılara ilgi duyanlara göndermeye çalışıyoruz. Kabak kemanenin şu anki satış fiyatı bin 750-2 bin TL arasında değişiyor" açıklamasında bulundu.